KADININ ADI VAR AMA HAKKI YOK !!!
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü Üzerine
Kıymetli okurlar,
5 Aralık, tüm dünyada “Kadın Hakları Günü” olarak anılan; Türkiye’de ise ayrı bir anlam taşıyan bir tarih. Çünkü Cumhuriyetimizin ilanından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına döneminin çok ötesinde haklar tanımış, bunu yalnızca söylemde değil, devrimlerin ve yasaların gücüyle hayata geçirmiştir. Seçme ve seçilme hakkından eğitim hakkına, sosyal hayata katılımdan aile hukukuna kadar pek çok alanda kadın, Atatürk’ün vizyonuyla güçlü bir birey olarak konumlandırılmıştır.
Ne var ki, aradan geçen bunca yıla rağmen ülkemizde hâlâ kadının adı var ama ne yazık ki çoğu yerde hakkı yok. Kadının özgürce yaşama hakkı, kendini ifade etme hakkı, insanca bir hayat sürme hakkı; toplumun geniş bir kesiminde görmezden geliniyor, değersizleştiriliyor. Hatta bırakın haklarını savunmayı, bazı kadınlar konuşmaktan, düşüncesini açıkça dile getirmekten bile korkar hâle geliyor.
Her gün yeni bir şiddet haberi, yeni bir cinayet, yeni bir isyan… Sayısı giderek artan kadın cinayetleri, şiddet vakaları ve adalet arayışları, ülkemizde kadınların nasıl bir kuşatma altında yaşadığının acı bir göstergesi. Birçok kadın, en yakınındaki erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor; kimi zaman devlet mekanizmaları bu kadınların sesini duymakta gecikiyor.
Kadınların özgürlüğü, toplumsal gelişmişliğin en temel göstergelerinden biridir. Bir millet, kadınlarının omuzlarında yükselir; kadınını susturan, baskılayan, korkutan bir toplumun ilerlemesi mümkün değildir. Bugün özellikle genç kadınlar, eğitim fırsatlarına erişimden iş hayatındaki eşitsizliğe, ev içi yüklerin adaletsiz paylaşımından sosyal baskılara kadar pek çok engelle mücadele ediyor.
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü, bize sadece bir kutlamayı değil, bir muhasebeyi de hatırlatmalı:
Atatürk’ün Türk kadınına açtığı yolda ilerliyor muyuz?
Yoksa attığımız adımlar, sessizce geri mi sarıyor?
Kadınların yaşam hakkı, özgürlük hakkı, insan onuruna yakışır bir hayat sürme hakkı tartışma konusu bile olamaz. Ama bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki bunlar her gün yeniden savunulmak zorunda kalınıyor.
Bu nedenle her bir bireye, her bir kuruma büyük sorumluluk düşüyor. Kadının yalnızca adının değil, haklarının da var olması için; korkmadan, susmadan, yılmadan mücadele etmek gerekiyor. Çünkü kadının özgür olmadığı bir ülkede hiç kimse gerçekten özgür değildir.
Bu 5 Aralık’ta, kadınların eşit, özgür, güvenli ve onurlu bir yaşam sürebildiği bir Türkiye umuduyla…
Saygılarımla
YAZAR -ŞAİR
ÜLKER SADIK