Şehrin Geleceğini Belirleyecek Rota
Bir şehrin kaderi bazen tek bir doğru hamleyle değişir. Bazen yıllarca dile getirilen ama bir türlü adım atılamayan projeler, tam da zamanı geldiğinde yeniden gündeme düşer ve herkes fark etmeden o şehir için yeni bir dönem başlar. Gümüşhane’nin bugün yaşadığı tam olarak bu: Sümela’dan Süleymaniye’ye uzanan turizm aksı ile kentin makûs talihi değişmek üzere.
Bugüne kadar Doğu Karadeniz’in turizm haritaları incelendiğinde Gümüşhane hep “güzergâhın kenarında”, “potansiyeli olan ama kullanılmayan” bir şehir olarak konumlandı. Oysa bu şehrin dağları, vadileri, mağaraları, manastırları ve tarihî dokusu, bölgenin en güçlü turizm omurgasını oluşturacak nitelikteydi. Eksik olan tek şey, bu değerleri birbirine bağlayan stratejik bir yönlendirme sistemiydi. İşte Camii Boğazı Ziyaretçi Karşılama ve Yönlendirme Merkezi Projesi, tam da bu eksikliği tamamlıyor.
Camii Boğazı: Sadece Bir Bina Değil, Yeni Bir Turizm Zihniyeti
Bu projeye sık sık “karşılama merkezi” deniyor ama aslında bu tanım yetersiz kalıyor. Çünkü Camii Boğazı, Gümüşhane turizmi için bir “kontrol kulesi”, bir “beyin merkezi” niteliği taşıyor. Sümela’yı ziyaret eden milyonlarca turistin rotasını ilk kez profesyonel bir sistemle Gümüşhane’ye yönlendirecek bir düzenekten söz ediyoruz.
Burası, tur dağıtımının, yönlendirmenin, bilgilendirmenin, rehber planlamasının yönetileceği bir merkez olacak. Kısacası Gümüşhane ilk kez turizmi yönetecek, rastlantılara değil planlamaya dayalı bir döneme geçecek.
Sümela’dan Çakırgöl’e, Santa’dan İmera’ya Uzanan Büyük Hat
Aslında yapılmak istenen şey çok net:
Gümüşhane’nin yıllardır kendi içinde var olan değerlerini tek nefeste okunacak bir hikâyeye dönüştürmek.
Bir turist düşünün…
Sümela’dan çıkıyor, Camii Boğazı’nda karşılanıyor, oradan Çakırgöl’ün kış turizmine; Taşköprü ve Santa’nın yayla kültürüne; Krom Vadisi ve İmera’nın tarihine; ardından Karaca Mağarası’nın doğal mucizesine; son olarak Süleymaniye’nin tarihî sokaklarına ulaşıyor.
Bu, bir kentin turizm değil, marka kimliği kazanması demektir.
Gümüşhane İçin Dönüm Noktası
Bu projeyi değerli kılan yalnızca güzergâhın zenginliği değil; aynı zamanda Gümüşhane’nin yıllardır ihtiyaç duyduğu “turizm yönetim mekanizması”nı devreye sokacak olmasıdır. Bugüne kadar Karaca Mağarası’na ayrı, İmera’ya ayrı, Süleymaniye’ye ayrı giden turistler, hiçbir zaman bütüncül bir deneyim yaşamadı. Bu nedenle Gümüşhane, hak ettiği ekonomik dönüşümü sağlayamadı.
Ama şimdi tablo tamamen değişiyor.
Bu hat hayata geçtiğinde:
- Konaklama tesislerinin doluluk oranları artacak,
- Restorasyon bölgeleri canlanacak,
- Yöresel ürün satış noktaları çoğalacak,
- Gençlere yeni istihdam kapıları açılacak,
- Esnaf yıllar sonra turizmden gerçek anlamda pay alacak.
Kısacası Gümüşhane, turizmi ilk kez sektör hâline getirecek.
Vatandaşın Ortak Sesi: “Artık Başlasın!”
Son günlerde sokakta, çarşıda, kahvehanelerde ya da esnafın dükkânında duyduğum cümle hep aynı:
“Bu projeler bir an önce başlasın!”
Süleymaniye’de yaşayan vatandaşlar, Gümüşhane’deki esnaf, tarihe değer veren herkes, bu vizyonun şehri değiştireceğine inanıyor. Çünkü bu proje yalnızca bir turizm hareketi değil, şehrin yeniden ayağa kalkma fırsatı.
Gümüşhane’nin Büyük Rotası Artık Hazır
Sümela’nın uluslararası bilinirliğini Süleymaniye’nin kadim dokusuyla birleştiren bu turizm hattı, bugün Gümüşhane’nin en büyük fırsatıdır. Yıllardır konuşulan, tasarlanan, beklenen bu adım artık somut olarak karşımızda duruyor.
Bu şehrin buna ihtiyacı var.
Bu gençlerin buna ihtiyacı var.
Ve en önemlisi: Gümüşhane’nin geleceği bu rotanın başarı hikâyesine bağlı.
Geriye tek bir şey kalıyor:
Bu proje başlamalı. Hem de gecikmeden. Çünkü Gümüşhane yıllardır bekledi, artık kaybedecek zamanı yok.