Ara
Gümüşhane
Az bulutlu
-2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7158 %0.01
50,2153 %-0.06
5.923,32 % 0,23

GERİLİM

YAYINLAMA:
Son bir aydan bu yana üst üste gelişen olaylar bana Bismark'ın ünlü sözünü hatırlattı:

"Birden fazla cephede savaşmayacaksın!"

Kimileri siyasal iktidarı suçlarken kimileri marjinal gruplardan söz ediyor.

Oysa hafızlarda tazeliğini koruyan Uludere (Roboski) katliamı da, Reyhanlı saldırıları da, üçüncü köprünün isim meselesi de  ve son olarak Gezi parkı olayları da toplumsal gerginliğin zirveye ulaştığı gelişmeler.

Ayrışma had safhada!

Bunca kargaşanın neden olduğu toplumsal gerilimin kabul edilebilir bir yanı yok.

Çözüm bekleyen, aydınlatılması istenen şeyler haklı taleplerden ibaret.

Gezi parkı olaylarının yurt genelinde yaygın hale gelmesi yaşananların hangi boyuta ulaştığının göstergesi.

Eylemler demokratik olduğu sürece kuşkusuz herkes saygı gösteriyor.

Zaman zaman dozu aşan gelişmeler karşısında karşı gücün devreye girmesi kaçınılmaz.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus 'devlet' adını verdiğimiz kurumsal yapının eşitlik çerçevesinde herkesin hakkını ve hukukunu koruması.

Meydanlarda işin çığırından çıktığını ekranlardan ve bizzat yerinde takip ediyoruz.

Şimdilik bu işin sonunun nereye varacağı belli değil!

Üzücü hadiseler yaşanmaması ve bir tek yurttaşın burnunun kanamaması en büyük dileğimiz.

 

***

Önceki gün Çağlayan Adliyesinde avukatların yaka paça polis tarafından gözaltına alınmaları oldukça düşündürücü olduğu kadar aynı zamanda da üzücü.

Her iki taraf açısından değerlendirildiğinde kimsenin haklı bir yanı yok.

Adliye binası içerisinde slogan atmak hukuk adamlarına yakışmadığı gibi, polis müdahalesi de hiç hoş bir durum değil.

Bireyler haklarını demokratik bir şekilde kullanmalı.

Slogan atmak için Adliye binasının içi değil de, dışı tercih edilmiş olsaydı polisin müdahalesi bu şekilde mi olacaktı?

Avukatları yaka paça yerlerde sürükleyen polislere gelince..

Polisler için herhalde en kolayı 'aldığımız talimatı yerine getiriyoruz' demek olmalı...

Bu talimatın mutlaka bir sahibi var! İşte mesele burada başlıyor..

Hukuk devletinde gerçekleşen hukuksuzluklara aynı dille karşılık vermeye kalktığınız vakit orada hukuktan ve adaletten söz etmek imkansız hale geliyor.

Herkes için gerekli olan hukuku başta hukuk adamları olmak üzere her birey savunmak zorunda.

Hukukun emrinde olan Polis de hukuka aykırı eylem ve tutumlarda bulunmamalı.

Özetle; Türkiye'ye bu görüntüler yakışmıyor!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *