YORUM MESELESİ
YAYINLAMA:
İslam’ı İslam’la yok etme Ilımlı İslam'ın özüdür. Hindistan'da Müslümanlar arasında misyonerlik yapan bir Protestan papaz şöyle diyor: "Çalıştığımız bölgede çok az kimseyi Hıristiyan yaptık; belki de hiç kimseyi Hıristiyan yapamadık; ama üzerinde çalıştığımız bu bölgede insanların artık hiçbiri Müslüman da değil."
İşte Türkiye’de de sorunların başında İslam’ı kafasına göre yorumlayanlar, İslam’ı asıl mecraından çıkararak diğer dinlerle aynı imiş düşüncesini yaymaya çalışanların yaptığı tahribatlar semeresini veriyor.
Kur-anda ne diyorsa o olmalı anlayışımız. Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesi ne ise yaşantı o olmalı Müslümanda. Bunun ılımlısı ılımsızı diye mevzuyu sulandırmak açıkça İslam’ı tahrip etmektedir.
Bu çıkarlarına göre yorumlamaların sonucudur ki; Hırsızlık, yolsuzluk, yandaşlık, malı götürme, adaletsizlikler gözümüzün önünde cereyan ediyor. Bizimkiler deyip üzeri kapatılıyor. Tuttuğumuz partinin veya cemaatin insanları her pisliği yapsa bile üstünü örtüp savunmaya geçenlerin, hem kendilerine, hem ülkesine ne kadar kötülük yaptıklarının farkındalar mı acaba? Son ortaya çıkan yolsuzluk olaylarında herşey ortada iken, bazı tanıdıkların canhıraş savunmaları neyin nesi? Elindeki muzun elinden alınan maymunlar gibi çığırtkanlaşan ve asabileşenleri bu millet görmeli ve tedbiri tez elden herkes almalıdır.
Ülkeyi tek seçeneğe mahkum etmek, anaların daha güzel hizmet verecek yiğitler doğurabileceği ilahi hakikatine aykırıdır. Anneler nice kahramanlar doğurur yeter ki o fırsat sunulsun, o şartlar oluşsun. İşte o fırsat ve ruhsatın verildiği günleri demokrasi içerisinde millet, dürüst, vatansever, adil davranacak evlatlarına vermelidir. Bu ülkenin çalışkan ve dosdoğru insanlara ihtiyacı vardır, sürekli de olacaktır.
Siyaset ne kadar adi bir hale geldi ki, insanlar sırf o partiye oy verdiler diye, yapılan hırsızlığı ve yolsuzluğu dahi lanetleyemiyorlar. Hırsızın Müslümanı olur mu? Olmaz. Hırsız her yerde, her inançta hırsızdır. Oysa Necip Fazıl'ın deyimiyle AYAĞA KALK SAKARYA DENSE, tüm diğer siyasilerde hizaya gelir ve yalanı dolanı bırakırlar da, belki memlekete huzur ve mutluluk gelir.
Saygılarımla...
İşte Türkiye’de de sorunların başında İslam’ı kafasına göre yorumlayanlar, İslam’ı asıl mecraından çıkararak diğer dinlerle aynı imiş düşüncesini yaymaya çalışanların yaptığı tahribatlar semeresini veriyor.
Kur-anda ne diyorsa o olmalı anlayışımız. Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesi ne ise yaşantı o olmalı Müslümanda. Bunun ılımlısı ılımsızı diye mevzuyu sulandırmak açıkça İslam’ı tahrip etmektedir.
Bu çıkarlarına göre yorumlamaların sonucudur ki; Hırsızlık, yolsuzluk, yandaşlık, malı götürme, adaletsizlikler gözümüzün önünde cereyan ediyor. Bizimkiler deyip üzeri kapatılıyor. Tuttuğumuz partinin veya cemaatin insanları her pisliği yapsa bile üstünü örtüp savunmaya geçenlerin, hem kendilerine, hem ülkesine ne kadar kötülük yaptıklarının farkındalar mı acaba? Son ortaya çıkan yolsuzluk olaylarında herşey ortada iken, bazı tanıdıkların canhıraş savunmaları neyin nesi? Elindeki muzun elinden alınan maymunlar gibi çığırtkanlaşan ve asabileşenleri bu millet görmeli ve tedbiri tez elden herkes almalıdır.
Ülkeyi tek seçeneğe mahkum etmek, anaların daha güzel hizmet verecek yiğitler doğurabileceği ilahi hakikatine aykırıdır. Anneler nice kahramanlar doğurur yeter ki o fırsat sunulsun, o şartlar oluşsun. İşte o fırsat ve ruhsatın verildiği günleri demokrasi içerisinde millet, dürüst, vatansever, adil davranacak evlatlarına vermelidir. Bu ülkenin çalışkan ve dosdoğru insanlara ihtiyacı vardır, sürekli de olacaktır.
Siyaset ne kadar adi bir hale geldi ki, insanlar sırf o partiye oy verdiler diye, yapılan hırsızlığı ve yolsuzluğu dahi lanetleyemiyorlar. Hırsızın Müslümanı olur mu? Olmaz. Hırsız her yerde, her inançta hırsızdır. Oysa Necip Fazıl'ın deyimiyle AYAĞA KALK SAKARYA DENSE, tüm diğer siyasilerde hizaya gelir ve yalanı dolanı bırakırlar da, belki memlekete huzur ve mutluluk gelir.
Saygılarımla...
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
