Ara
Gümüşhane
Kapalı
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5828 %0.06
49,6682 %0.03
5.743,41 % -0,05

SÖZÜN ÖZÜ SÖZÜNÜN ERİ OLMAK

YAYINLAMA:
Güvensizlik rüzgârlarının insani ahlaki değerleri savurup tarumar ettiği günümüzde öncelikle kendimize dönüp bir bakmalıyız. Güvenilir bir kişi miyiz, sözümüzün eri miyiz? Verdiğimiz sözlere sadık kalıyor muyuz, sözlerimizi yerine getirirken ne kadar hassas davranıyoruz? İlk olarak rabbimize söz verdik. Bu gerçeği düşündüğümüzde söz vermenin basit alelade bir iş olmadığını görürüz. Sözünde durmamanın münafıklık alameti olduğunu söylüyor Efendimiz (s.a.v) Münafık içi ve dışı bir olmayan demektir. İnsan dünyada verdiği sözleri tutmaması ezelde Rabbine verdiği sözlere de sadakat göstermede sıkıntılı bir durum olduğunun işaretidir. İnsanların sözlerine sadık kalması bu gün çok önemsenmeyen bir durum. Boş vaatlerle, sözlerle sadece karşı tarafa şirin görünerek günü kurtarma çabası içerisine giriyor insanlar. İnsana verilen değer onlara verdiğiniz sözlerin sadakati kadardır. İnsanoğlu verdiği sözleri tutmayarak kendine zarar ediyor bunun farkında değil. İnsanoğlu kendine verdiği zararı  alemi cihan bir araya gelse  veremez.Verilen sözler hep boşa çıktı, kimsenin kimseye güveni kalmadı.İnsanlar hep güvendiği kişiler tarafından aldatıldı.Güvenilecek birilerini arıyoruz.Önceden sözlerimiz senet sayılırdı,şimdi senetler bile boş söz sayılıyor.

Peygamber efendimiz(s.a.v) verdiği söze aldığı emanete sahip çıkma konusunda çok hassas davrandığı için” Muhammed’ül Emin” ünvanı ile anılıyordu. İslama inanan ve inanmayan herkes onu güvenilir buluyor emanetlerini teslim ediyor, zamanı gelince de alıyor. Medine’ye hicret ederken dahi emanetleri yerine ulaştırması için Hz. Ali’yi görevlendiriyor. Bu günün insanını hayrete düşürecek bu inceliği anlamaya ve anlamlandırmaya ne kadar da ihtiyacımız var.

Konuşurken ağzımızdan çıkan söze dikkat etmeli, ağzımızdan çıkan söze sahip çıkmalı ve gereğini yapmalıyız. Söz ağızdan çıkana kadar bizim esirimizdir, ağızdan çıkınca biz sözümüzün esiri olacağız ki ona göre sözümüzü söylemeliyiz. Hayatımızın her döneminde boşa çıkan tutulmayan sözler, ayağımıza kalbimize dolanıyor. Anne babalar söz verir çocuğuna. Şu işi şu şekilde yaparsan sana şunu alacağım. Çocuklar da heyecanla, canla başla yaparlar söylenenleri ki hediyemi alayım diye.Fakat anne ve baba verdiği sözü fazla önemsemez.Çocuktur nasıl olsa unutur düşüncesiyle söylenenler yapılmaz.Böylece sözün kıymetsizliği aile ortamında ortaya çıkıyor. Gençlik döneminde arkadaşlar daha ön plana çıkıyor ve arkadaşlar arasında maddi manevi olan her şey paylaşılıyor. Kimseye açılmayan konular arkadaş ortamında konuşulur paylaşılır, kimseye söylenmemesi üzerinde ant içilir. Arkadaşlar arasında bir menfaat çatışması olduğunda söylenmeyeceğine dair yeminler edilen her şey ortaya dökülür.

Bu dönemde can ciğer arkadaşlarından darbe yiyen birey kendini emniyet altına alabilmek için en yakındakilere bile güvenmemesi gerektiğini öğrenir. Öğrendiği bu bilgi hayatının geri kalanını esir altına alır. Bir daha kolay kolay güvenmez kimseye. Onun için söz vermenin de bir anlamı yoktur artık.

Bir zamanlar insanlar sözüm söz dendiğinde mutlaka o söz yerine getirilirdi. Hele borç namus olarak algılanır, insanlar ne yapar ne eder o borcu öderlerdi. Alacağı şeye parası yetmezse almaz, ya da sabreder parası olunca alırdı. İnsanların gözü bu kadar yükseklerde değildi. Bir eşya alınırken taksitle alınır, ödeme günü gelince asla aksatma olmazdı. Toplum güven toplumuydu.
Günümüzde en esamimi dostlar bile  “iş başka arkadaşlık başka” sözünü rahatlıkla birbirlerine söyleyebiliyorlar. En dürüst insanlar bile kefili yoksa adamdan sayılmıyor. Ne büyük bir hızla geldik bu günlere. İmkanlar çoğaldıkça aç gözlülüğümüz artı. Her zaman ve her koşulda kazanan olmak için kapıldığımız hırs ve tamah, verdiği sözü umursamayan, kimseye güvenmez ve güvenilmez kişiler haline getirdiler bizi. Ne var ki hırs ve tamahımız iğreti işlerin huzursuzluğu yıkılıyor üzerimize. Söz vermek en büyük emanet.Kişi omzuna aldığı yükün farkında olmalı.Mert olan insan sözünde durmak olduğunu bilmeli,söylediği söze dikkat etmelidir.Zira tutulmayan bir söz kişiliğimizden bir parça götürür.

Kısaca ya verdiği sözde durmalı insan, ya da her konuda söz vermemelidir.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *