3.ligde mücadele eden temsilcimiz Gümüşhanespor, yıllardır şahısların yaptığı fedakârlıklarla yoluna devam ediyor. Federasyonun tüm kulüplere sağladığı rutin gelirden başka tek kuruş sabit geliri yok.

Sadece biz değil, Türkiye’de hemen herkes kulüplerin sabit gelirlere kavuşmadan başarılı olmasının mümkün olmadığını savundu. Bunun birçok geçerli sebebi var.

Birincisi; bir veya birkaç kişiye beldenin ortak değerini fatura etmek etik değil. Bu insanlar parasının yanı sıra, işinden, zamanından hatta sağlığından fedakârlıklar yapıyorlar. Belki de, aile yaşamlarında, iş hayatlarında yaşamadıkları kadar stresli bir yaşam sürüyorlar.

İkincisi; futbolu yönetecek kişilerde, futbolu bilmesinden önce parası olması kriterini arıyoruz. Hal böyle olunca, futbolu bilen kişiler bu oluşumların içinde olamıyor, olsa da söz hakkı olmuyor.

Üçüncüsü ise en tehlikelisi. Başkana dayalı bir sistemle yönetildiğimiz için her konuda olmasa da, ben yaptım oldu tavırları tepemizden eksik olmuyor. Bunun gibi örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Ben yaptım oldu tavırlarını tasvip etmediğimiz gibi bazen de hak vermemek mümkün değil. Çünkü Gümüşhane’de şöyle bir olgu var. Gümüşhanespor’un en son kongresinde bunu bir kez daha gördük.

Kurban Karagöz başkanlığı bırakıp İstanbul kanadı da desteğini kesince, kulübün başkansız kalmaması için hummalı bir çalışma yapıldı. Sonra futbolun hiç içinde olmayan İdris Çimen’e hatırı sayılır bir baskı kuruldu. Gönül koyuldu, memleketçilik vurgusu koz yapıldı ve en önemlisi herkes destek sözü verdi. Sonuç, beklenildiği gibi. İdris Çimen başkan olduğu günden itibaren, yanında kimse yok. Bırakın maddi destek vermeyi, manevi destek için bile yanında kalanların sayısı iki elin parmakları kadar bile değil.

İdris Çimen, ticaretten gelen birisi olduğu için 2-3 aylık başkanlık döneminde sabit gelirin şart olduğunu gördü ve gerekli girişimlere başladı.

Nihayetinde Zafer Meydanında bulunan eski Halkevi binasının yeri Gümüşhanespor’a otopark olarak tahsis edildi. Araçların güvenliği sağlandı, düzenli bir park sistemi geldi ve azda olsa kulübe bir gelir gelmeye başladı ki, beleşçiler devreye girdi.

Aldığımız duyumlara göre Gümüşhane Valiliğine konuyla ilgi onlarca şikâyet dilekçesi verilmiş. Neden? Keyfine göre aracını gelişi güzel park eden vatandaş, artık düzenli park yapacak, aracı güvende olacak ama karşılığında 2 lira verecek. Evet, yanlış okumadınız sadece 2 lira.

Sırf 2 lira vermemek için bu kadar küçülebilen insan kendi değerini de ortaya koyar. Hiç kimse kusura bakmasın ama demek ki, 2 liralık adammış.

Kulüplere birilerinin sahip çıkarak para yardımı yapmasının sadece günü kurtarmak olduğunu, ancak destek çekildiği anda kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalındığını hesap edemeyenler, ancak 2 liralık adamlardır.

Çok uzağa gitmemize gerek yok. En olumlu örnekleri, hemen komşumuz Trabzon’da görebiliriz. Trabzon’da, Trabzonspor’a kaç tane otopark, sosyal tesis tahsis edildi. Bu da kesmedi koskoca limanın geliri Trabzonspor’a aktarılıyor. İnsanlar buna bırakın itiraz etmeyi, daha fazlası yapılsın diye güç birliği yapıyor. Yetmiyor, en az 20 liraya maç izliyor, forma alıyor, telefon şebekesini kullanıyor, kombine alıyor vs.

Bizde forma satışı yok, maç izleme 3 lira, kombine yok, kısaca kulübe katkı sağlayacak hiçbir şey yok ama ahkâm kesmek çok. İnanın kulübü ve takımı en çok eleştirenlerde bu 2 liralık adamlardır.

Etik kurallar çerçevesinde bir kurumu veya kişiyi eleştirmek veya durumu hakkında yorum yapmak için o söz hakkını hak etmek lazım. Bir kuruş katkın olmayacak ama en çok sen bağıracaksın. Öyle yağma yok.

Gümüşhanespor’a tahsis edilen otopark yeri için kanunlar ne diyor bilmiyorum. Eğer kanun buna izin vermiyorsa uygulamadan vazgeçilecek. Ancak Gümüşhanespor’a otopark olmuyorsa 2 liralık adamlara hiç olmaması için bizde konunun takipçisi olacağız.