2012-2013

Temsilcimiz Gümüşhanespor yeni başkanıyla, yeni yönetim kuruluyla, yeni hocasıyla, yeni kadrosuyla ve en önemlisi yeni umutlar, yeni beklentilerle sezona başladı.

Geçtiğimiz sezondan birçok isimle yollar ayrıldı. Yerlerine farklı takımlardan isimler kadroya dahil edildi.

2012-2013 sezonu hazırlıklarını uzun zamandır sürüyor. Nevşehir kampında hazırlık karşılaşmaları da oynandı. Ancak kırmızı beyazlı temsilcimizi ilk defa geçtiğimiz Pazar günü, Pazarspor karşılaşmasında çıplak gözle izleme fırsatı bulduk.

Birçoğu yeni isimlerden oluşan bir takımı ilk defa seyircisi önüne çıktığı karşılaşmada değerlendirmenin sağlıklı olmayacağı düşüncesindeyim. Yeni bir şehir, yeni bir takım ve yeni bir arkadaşlık ortamı. Bunlara adapte olmak mutlaka zaman alacaktır.

Her şeye rağmen yine de temsilcimiz hakkında biraz bilgi sahibi olduk. Dünkü maç yazısında da belirttiğim gibi mücadele ve iyi niyet oldukça fazla. Herkes koşuyor ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Ama takım ve oyun kalitesi konusunda temsilcimiz, iyimser olmamızı sağlayacak net bir ışık vermedi. Bu karamsarlık veya eleştiri değil. Belki de ilerleyen haftalarda beklenen kalite ortaya çıkacak.

Takıma katılacak 3-4 oyuncunun olduğu söylendi. Bu 3-4 oyuncu, oyun ve takım kalitesini yukarı çer mi? Kaliteli ayaklarsa mutlaka çeker.

Öncelikle saha içerisinde takımımızı yönlendirecek, oyunun temposunu ayarlayacak ve liderlik yapacak oyuncumuz yok gibi göründü. Takım liderliğinden öte oyunun liderliğini üstlenen arkadaş iyi oyuncu ancak bu misyon için oldukça genç. Bu bölgede oynayacak oyuncunun daha tecrübeli ve üst liglerin havasını koklamış birisi olması gerekiyor. Yani 3.liglerde uygulanan kontenjanlardan birisinin kesinlikle bu bölgede kullanılması gerekiyor.

Takımımıza katılacağı söylenen futbolcuların kalitesini ve mevkilerini bilmediğim için gördüğüm eksiklikler konusunda fazla yorum yapmak istemiyorum ama izlediğim kadro üzerinde mevkileri şöyle değerlendirebilirim.

Kalecimize çok fazla iş düşmedi. Görünen eksikliği altı pasın içinde kalıyor. Ceza alanına daha çok hâkim olması lazım. Belki de ilk maçın heyecanıydı. Kaldı ki, arkasında Süleyman gibi güvenilir bir isim daha var.

Stoper mevkii beni en çok endişelendiren mevki oldu. Kaptan çok ağır ve yüksek toplara iyi çıkamıyor izlenimi verdi. Ancak güçlü ve pozisyon almayı biliyor. Diğer stoperimiz can alıcı hatalar yaptı. Umut ediyorum bu da ilk maç heyecanı olsun.

En sorunsuz bölge sol kanat gibi göründü. Sol bek başlayan ve alternatif olarak oyuna dahil olan oyuncumuz solbek bölgesini kapatır. Önlerinde oynayacak olan Ali Özgür iyi oyuncu olduğunu sakatlanana kadar oyunda kaldığı sürede gösterdi. Ayrıca yerine oyuna giren genç oyuncumuz Furkan, bu takımda her zaman olması gerektiğini perçinledi.

Sağ kanat ise sol kanada göre daha sorunlu. Tek tartışılmayacak isim Taner. Alternatif kim olur ve en önemlisi önünde kimin oynayacağı. Çünkü Tekin hala savruk ve devamlılığı yok.

Orta alanın göbeği dediğimiz gibi. Koşuyor ama her pozisyonda liderini arıyor. Forveti destekleyecek hızlı oynama ve ilerde çoğalma girişimi yok denecek kadar az.

Hücum hattında oynayan Tahir, bildiğimiz kaliteli bir isim. Ancak hala geçen yıl geçirdiği sakatlığın etkisinden kurtulmuş bir görüntüde değil. Kesinlikle iyi bir alternatif lazım.

Sonuç olarak futbolda iki olmazsa olmaz vardır. Gol yemeyeceksin ve gol atacaksın. Sonuç olarak futbolda iki olmazsa olmaz vardır. Gol yemeyeceksin ve gol atacaksın. Kazanmak istiyorsan tek yol bu.

Pazarspor karşılaşmasında defansın en iyisi Taner’se, golü ve gol pozisyonlarını Furkan’la bulduysak verilen bu mesajı iyi algılamamız gerekiyor.

Demek ki, kendi değerlerimize sahip çıkıp, yabancıya verdiğimiz şansı verdiğimizde en az onlar kadar hatta onlardan daha çok verim alabiliyoruz.
YORUM EKLE