Aramızdaki cömert insanlar

Yaşadığımız çağda cömertlik daha da anlamlı hale geldi.

Şöyle ki, iki yıldır devam eden pandemi, ekonomik krizler ve dahi zamlar ile baş etmek zorunda kalan yoksul ailelerin yardımına koşan cömert insanlar var aramızda.

Bu işi o kadar güzel yapıyorlar ki sağ elin verdiğini sol elin görmediği ölçüde hassas davranan mütevazı gönüllüler .

Bunlardan biriyle geçtiğimiz günlerde sohbet ediyoruz.

Anlattıkları o kadar etkileyiciydi ki, dinledikçe göz pınarlarım nemlendi.

“Keşke varlıklı olan herkes böyle davransa memlekette fakir insan kalmaz “ diye düşünmedim değil!

Örnek olması açısından birkaç tanesini köşemde yazmak için izin istedim naif ses onuyla kafasını iki yana sallayarak “yazmasan daha iyi” dedi.

O derece mütevazi işte.

Neyse…

Hepimiz biliriz cömertlik; uygun olanı uygun olana vermek, kendi kazancından, herhangi bir karşılık almadan ve beklemeden harcamaktır.

En başta gelen güzel ahlak örneklerinden biridir. Cömertliğin zıddı cimriliktir.

“Cömert insanı herkes sever, cimri insanı da kimse sevmez.” Diye dilimize pelesenk olmuş bir cümlede mevcuttur.

Dünya kadar serveti olan bir insanın reklam ederek verdiği üç kuruş onu cömert yapmaz belki ama okul harçlığından biriktirip bir fakire yardım eden bir öğrenciyi cömert yapar.

Cömert insan, Allah’ın kendisine lütfettiği nimetleri Allah’ın kullarıyla paylaşır. İkramda bulunur, ihtiyaç sahiplerine yardım eder, öğrencilere burs verir,ihtiyaçlarını giderir.

Yetmedi…

Yol yaptırır, çeşme yaptırır, köprü yaptırır, cami yaptırır, okul yaptırır, ağaçlar diker.Kısacası geride insanların yararlanacağı kalıcı eserler bırakır.
Kazancının zekâtını verir. Mallarını Allah yolunda harcar…

Allah da o cömert kuluna bazen bire karşılık on, bazen yüz, bazen yedi yüz, bazen de sınırsız zenginlik verir.

Ne mutlu o kimselere…

Çevremizde böyle insanları görmek mümkün.

Yani demem o ki, kişinin imkânına ve gönül dünyasına göredir cömertlik. Kimi servetini gönlüne koyar cimri olur kimi de cebine koyarak cömert!

Her toplumda zengin ve fakirlerin bulunması normaldir. Asıl normal olmayan, fakir fukaranın,yakın akrabanın görülüp gözetilmemesidir.

Bu hususta yüce kitabımızda hüküm açık ve net: “… Mallarında muhtaç ve mahrumların hakları vardır.” (Zâriyat Suresi Ayet 19) buyurulur.

Demek ki zenginlerin malında ihtiyaç sahiplerinin hakları vardır. Bu şekilde zengin fakir arasındaki fark giderilmiş ve toplum rahatlatılmış olur.

Fakir fukarayı gözetmek, yani onların ihtiyaçlarını gidermelerine yardımcı olmak; insanı cimrilikten, bencillikten korur.

Yardım etme duygusu, insanın şahsiyetini olumlu yönde motive eder.

Kişiye kalbî arınmışlık hissi verir, insana pozitif enerji kazandırır, hayatı anlamlı kılar.

İnsanın iyilik yapmasının ve cömert davranmasının önündeki en büyük engel ise dünya sevgi ve ilgisi ile dünya nimetlerine dört elle sarılmasıdır.

Düşünüyorum da biz insanoğlunun hammaddesi topraktır. Toprak suya muhtaçtır.  

Toprak nasıl suyu tutar ve yutarsa insan da dünya nimetlerini yutmakta ve tutmaktadır. 

Ancak nasıl yağmur suyunu emen ve içine alan kabiliyetli topraktan yararlı bitkiler çıkarsa,  insanın da dünya  nimetlerine sahip olmasının, mahsul veren toprak gibi güzel sonuçları olmalıdır. Öyle değil mi?

Yağmur suyunu yutan,  ama ürün vermeyen kum,  toprak ile yağmur suyunu tutan ama ürün vermeyen kaya ya da killi toprak türü insanlar makbul değildir.

Malla  kirlenen  ruh;  para  sevdasıyla  kararan  kalp,  altın ve gümüşün ışıltısı ile kamaşan göz ve karışan zihin,  insani  gerçeklere  ve  ilahî  sırlara  perdelidir. 

Her hastalığın tedavisi kendi cinsinden şeylerle olduğu için madde ve maldan gelen hastalık yine onlarla tedavi edilebilir.

İnsanoğlunun ölümünden  sonra  gönüllerde  yaşamasını  sağlayan  en  önemli  hususlardan birisi  tevazu,  diğeri  cömertliktir. 

Başkalarının derdiyle dertlenmenin,  sorunlarına  çare bulmak ve iyilik yapmak için yollar aramanın insan-ı  kâmile  giden  bir  yol  olması  kadar  toplum  düzeninin  sağlanmasına  yönelik  çok  önemli  yararları da vardır.

Toplum düzeni içinde yaşayan insanlardan fakir olanlar da vardır, zengin olanlar da. Aslında zenginlik de, fakirlik de bütün fâni şeyler gibi gelip geçicidir.

Hatta bugün zengin olanlar yarın fakir,  bugün fakir  olanlar  yarın  zengin olabilir.

Toplumda her zaman yıkık  gönüllü  insanlar,  savrulmuş aileler, sahipsiz çocuklar vardır.

Bu  tür  insanları  görmek  ve  onların  farkında  olmak  ne  büyük erdemdir.  Toplumları ilmek  ilmek  dokuyanlar  ve  insanların  yüreklerinde  kalıcı  izler  bırakanlar,  bu  duyarlılığı  hisseden  aramızdaki cömert kimselere selam olsun.

Selam olsun fani dünyanın malına mülküne aldanmayanlara…

YORUM EKLE