………..
Yedi koldan,
Yirmi dört boydan gelmişem Orta Asya’dan…
Yayından fırlayan ok
Huduttan hududa atılan mızrak
Deli havalar soluyan kısrak gibi esmişem…
Az gitmişem, uz gitmişem
Dere tepe düz gitmişem…
Kuş uçmaz kervan geçmez dağları
Göçebe adımlarla gezmişem…
Irağı yakın, yurdumu Irak eylemişem…
Tırnaklarımla oymuşam tortu kayaları
Kıraç toprakları gözyaşlarımla sulak etmişem…
Kızgın tohumlar serpmişem,
Emek vermişem
Aşa getirmişem…
Türk illerine haber salmışam gavim gardaş, nerdesen…
…………
Bir milletin feryadı şairin mısralarında dile gelirken elin gâvuru, Türkmen eline elini uzatma diyor. Hadi ordan…
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür yani insan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır. O zaman yatırlatalım ki, Orta Asya’dan kıratlarla göç eyleyip Irak topraklarına yerleşen Oğuz soylu Türkler, burayı kendilerine yurt edinmişlerdir. Bu bölgeyi her yönden kalkındıran Türkler, emperyalist oyunlar sonucunda emek verdikleri öz yurtlarında garip duruma düşürülmüş, kimileri sürgün edilmiş, birçok Türk aydını ise vahşi cinayetlerle öldürülmüşlerdir.
Şeytanın uşaklığını yapan emperyalist güçler, Orta Doğuda yeni oyunlar sahneye koymuş; bölgede çeşitli terör örgütlerini el altından desteklemiş ve bölgede kaos ortamı oluşturmuşlardır. Emperyalistlerin bu yöntemi herkes tarafından bilinir aslında… Enerji kaynaklarına sahip bölgelerde güçlü devletler istenilmediği için bu bölgelerdeki devletleri çeşitli mezhepsel veya ırksal ayrımları körükleyerek böler. Oluk oluk akan kan ve gözyaşı o toprakları hıçkırıklara boğarken onların kasasına dolar olarak dolar. Bu zalimane durum hep böyle mi gitmeli?
Bu toprakların asıl oyuncusunun sahaya çıkıp, İsrafil a.s sura üflemesinden önce Türk milletinin sesinin kan ve gözyaşının aktığı yerlerde yankılanıp barış rüzgârlarını estirmesi vakti gelmiştir, İnşallah…
Yıllar boyu demir çubuklarla sırtımızı sıvazlayan sözde batılı dostlarımız artık şunu bilmeli ki, bundan sonra kanayan sırtımız değil o demir çubukları tutan eller olacak.
Gök girsin; kızıl çıksın!
BANA IRAK MI