Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7078 %0.01
50,2018 %0.06
5.909,06 % 0,12
BİR MERHAMET HİKÂYESİ: AYLA

BİR MERHAMET HİKÂYESİ: AYLA

YAYINLAMA:

İçten içe sır olmuş, sır içinde merhamet,
Hiçten hiçe var olmuş, bir içinde merhamet.
İsmail HAYAL

Sene 1950... Kore’de havanın eksi 35 dereceyi bulduğu, kış mevsiminin belki de en soğuk günü... Yere oturmuş dört-beş yaşlarında bir kız çocuğu, feryat edercesine ağlıyor. Yanında, yakınında kimseler yok. Üstü başı perişan, her yeri buz kesmiş. Astsubay Süleyman Dilbirliği, Birleşmiş Milletler ordusunun komutası altında, Kore Savaşı’na katılmış Türk tugayındaydı. Yanında iki askerle yürürken gördüğü bu çocuğu, hiç düşünmeden kucaklayıp birliğine götürdü.

16 Ekim 1950’de Kore topraklarına ayak bastığında, bir ömür sürecek bir kalp ağrısı yaşayacağını bilmiyordu. Bulduğu kız çocuğu, yanından ayrılmıyordu. Birliğine getirdiğinde, ilk iş, onu güzelce yıkamıştı, saçları bit doluydu, kısacık kesmişti. Güzel bir yatak hazırlamış, onu sıcak tutacak kıyafetler, ayakkabılar satın almış; bir güzel giydirmişti. Annesi-babası öldürülmüş bu çocuğun adı, Kim Eunja’ydı. Adını telaffuz etmek sadece ona değil, tüm askerlere zor geldi. Yusyuvarlak, ay gibi bir yüzü vardı ya, adını Ayla koydu.

Kısa sürede Ayla askerlere, askerler Ayla’ya alıştı. Birlikte oyunlar oynuyor, onları güldürmeye bile çalışıyordu. Türkçe de öğrendi. Üstelik artık Dilbirliği’ni babası biliyordu. Peki, neden diğerlerini değil de onu?

Süleyman Astsubay, bu soruya önce “Bilmem” yanıtını verdi, ancak birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra “Biz birbirimizi çok sevdik” diye. 

Ve gözyaşları içersinde izleyeceğiniz gerçek hikâye (film) devam ediyordu. 

Küçük bir film, bir küçük dörtlük, bir yaşanmış hikâye veyahut bir küçücük güzel söz insanın hayatına etki eder ya ‘Ayla’ filmini izledikten sonra öylesi bir etki ile ve gözyaşları içinde kaleme alıyorum bu yazıyı. 

Bugün televizyonlar aile yapımızı öylesine esir almış ki inanın bazı dizileri ve filmleri izlerken midemiz altüst oluyor. Yıllardır bize yabancı kültürleri empoze edenlerin karşısında kendi özümüzü, öz değerlerimizi, merhametimizi, insanlığımızı, kahramanlığımızı ve aklınıza gelebilecek olan her bir değerimizi kısacası gerçek olan bizi bize anlatanlara şükranlarımı sunuyorum öncelikle. 

Rabbim bu imkânları bizlere sağlayanları her iki cihanda aziz eylesin inşallah. Cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ı şehvet sembolü olarak tanıtanlara, kızıl sultan yaftasını Abdulhamit’e vuranlara, Vahdettin’i vatan haini olarak tarihe sokanlara inat güzel insanlar tarihimizi ve tarihi değerlerimizi bize en doğru şekilde vermeye devam ediyorlar. 

Yapılan her film, her şarkı, her eser en uzak mesafeleri yakın ettiği, dostlukları yeniden inşa ettiği bir dönemde Sevda Kuşun Kanadında, Yunus Emre, Filinta, Abdulhamid, Kutulamere, Diriliş Ertuğrul, Ertuğrul Fırkateyni ve nihayetinde Ayla filmlerini önemsiyoruz. 

Ayla filmini Gümüşhane’de hemen herkese izletmemiz gerekiyor. İlk, orta, lise ve üniversite öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve herkese bu filmi Sema Doğan Parkı’nda veya İl Kültür Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü organizesinde CD yapılarak okullarımızda, Kültür Müdürlüğü Salonunda izlettirmemiz gerekmektedir. 

Dün ülkemizi ecnebi memleketlerine kötüleyen, ülkemizi bir küçücük ödül ve menfaat karşısında satan sözüm ona sanatçı ve aydın müsveddelerinin aksine Japonya ile köprüler kuran Barış Manço’yu ve Güney Kore ile hemhal olmamızı sağlayan Şenol Güneş’i bu millet bağrına basmıştır. Bu ülkenin ekmeğini yiyip, şan ve şöhretini bu aziz millete borçlu olanların ihanetleri ise asla bu ülkede itibar bulmamıştır, bulamayacaktır. 

İnsanlığın tek sihirli sembolü sevgi ve sevgiye dayalı merhamettir. Astsubay Süleyman Dilbirliği’ni ve değerli eşlerini rahmetle anıyoruz. Mekânları Cennet olsun. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *