İki şeyin elden gitmeden değerini takdir etmek zordur; sağlık ve gençlik.
Hz. Ali

Klasik Türk milletiyiz ya her felaket, salgın, afet ve benzeri her olay sonrasında;

"Bize bir şey olmaz" diyerek işin önemini örtbas ederek adeta ölümle dalga geçer hale geldik.

Asrın en büyük felâketi sevdiklerimizi bir bir götürüyor. Ağlıyoruz, isyan ediyoruz, dalga geçiyoruz amma ve lakin tedbir almıyoruz.

Maske, mesafe ve hijyen üçgeninde her ne kadar tedbir alsak bile bu nankör virüs bir yol buluyor vücuda sirayet ediyor ve bizi yatağa düşürüyor.

Başta Gümüşhane'mizin gururu Prof Dr Kemalettin Aydın olmak üzere koca profesörler, bilim adamları her Allah'ın günü TV ve medyada baş bas bağırıyor ama bizler kulaklarımızı tıkamakla meşgulüz.

Aşı olmama rağmen bu meret beni de aldı kollarına. Allah'tan erken test verdik de tedaviye erken başladık. Tad almama, koku hissetmeme, öksürük, hapşırık değil sadece sebep. Bunların hiçbiri yoktu ancak küçük bir diz ağrısı yüzünden şüphelendim ve test verdim. Sonuç pozitif.

O yüzden vücudunuzu en iyi siz tanırsınız. Herhangi bir değişik semptom hissederseniz hemen test verin. Dedik ya bu işin şakası kesinlikle yok.

Bu işin müsebbibi olan ülkeler sıkı ve caydırıcı tedbirlerle neredeyse bu belayı bitirme aşamasına getirdiler. Koca milyarlık Çin'de bugün vaka sayısı iki elin parmak sayısına eşit neredeyse.

Bu sıkıntıları yaşadığımız ilk günden bugüne kadar gecesini gündüzüne katan tabiri caizse tüm mesaisini milletine vakfeden Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca'ya ne kadar teşekkür etsek azdır.

Ve Gümüşhane'de büyük fedakarlık göstererek Güleryüz ve sabırla hizmet veren sağlık çalışanlarına, filyasyon ekibine, emniyet ve kamu personeline de ayrıca teşekkür ediyoruz. Nesnenin duasıyla;

"Rabbim ayaklarını taşa değdirmesin". 

Ama öte yandan biz çok bilmişler;

"Saldım çayıra mevlam kayıra" felsefesi ile bir yanlış yol tutturduk ki gel de çık işin içinden.

Evet değerli dostlar. Toplantıları, muhabbetleri, düğünleri, ziyaretleri Allah aşkına erteleyelim. Ve bu yıl Allah aşkına olduğumuz yerden çıkmayalım. Yok çıkmak zaruri ise ilk onbeş yirmi gün kendimizi karantinaya alalım.

Kanunî Sultan Süleyman'ın hasta yatağında ifade buyurduğu;

“Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihânda bir nefes sihhat gibi” diyerek sağlığımıza gereken ehemmiyeti verelim.

Son cümle dualarınızda bu fakiri de ihmal etmeyin inşallah. Sağlıklı güzel günlerde buluşmak üzere Allah'a emanet olunuz...