BUNUN NERESİ SIFIR SORUN !

Sıfır sorun politikasının sonuçlarını görmeye devam ediyoruz
.
Hiçbir sorun yaşamadığımız ülkelerle ciddi sorunlar yaşamaya başladık; en güvenli sınırlarımız güvensiz ve istikrarsız hale geldi.

Irak; Maliki ile anlaşıp terör odaklarını Irak’tan çıkarmak yerine teröristle ticaret yapma adına terörün bu noktaya gelmesine seyirci olduk.Maliki ülkemizden yapılan resmi davete bile hayır dedi.

Rusya; Dünyanın en fazla tankı olan ülkesi. İki süper güçten biri. Ticarette en önemli pazarımız, enerjide onlara bağlıyız. Askeri güçleri ortada, siyasi güçleri ortada ama biz onlarla komşumuz Suriye yüzünden ilişkilerimizi gerdik. Peki ama ne adına?

İran; Amerika istiyor diye petrol alım ambargosu uygulayıp,ülkemiz devamında ihracatta çok önemli bir pazarı kaybetti, yılda milyarlarca dolarlık zararımız var. Müslüman bir komşumuzla kavgalı olduk.

Azerbaycan’la da kavgalıyız. Ermenistan’a karşı onların yanında yer almamamızın hayal kırıklığını yaşıyorlar.

Dün siyasilerimizin, liderlerine aile ziyareti yapacak kadar kanka olduğu ülkelerle bugün neredeyse savaşın eşiğine geldik.

Siyasilerimiz, ani bir karar vermeden önce dünyanın değişik ülkelerinden yapılan açıklamaları ve bunların neyi ifade ettiğini iyi anlamak zorundadır.

Hani derler ya atalarımız, ciddi bir mesele hakkında karar vermeden önce en az üç gün düşünün, istişare edin diye, işte öyle bir şey…

Bizler görebildiklerimizi, duyabildiklerimizi hatta hissedebildiklerimizi anlatmakla mükellefiz; çünkü bu vatan, bu ülke, bu millet bizim. Bir karış toprağımıza ve bir vatandaşımızın kılına gelecek olan zarar hepimizi yakından ilgilendirmektedir.

Savaş, yeri geldiğinde, vatan, bayrak, millet, namus, can, yaşadığımız değerler tehlikeye girdiğinde alınması gereken bir karardır ama Suriye ile yaşadıklarımızı çok iyi değerlendirmemiz gerekmektedir.

Suriye tarafından, Akçakale’deki hadiseye kadar en ufak bir tehdit gelmemiştir. Suriye’nin kuzeyinde teröristlerle Suriye ordusu arasında sıcak çatışmalar yaşandığı için Akçakale’deki hadisenin failleri tam olarak net değildir.

Hatta yerli ve yabancı birçok yetkilinin de olay sonrası açıkladığı gibi böyle bir provokasyonu isyancı olarak ifade edilen teröristlerin yapması daha büyük bir ihtimaldir. Çünkü böyle bir hadise Suriye yönetiminin değil, teröristlerin menfaatinedir.

 Bu saldırıyı eğer Suriye yönetimi yapsaydı, hemen ardından bunun bir uyarı olduğunu, Türkiye’nin ayağını denk alması gerektiğini açıklardı.
Ama ne hikmetse bu açıklama Suriye yönetiminden değil, Suriyeli muhaliflerden geldi.

Suriye Ulusal Konseyi Üyesi Yaser Al Nagar, Akçakele’ye top mermisi düşmesiyle ilgili, “Bu, Suriye rejiminin Türkiye’ye karşı yapmış olduğu ilk saldırı değildir, son da olmayacaktır. Türkiye’nin bu rejime karşı çok ciddi adımlar atması lazım” dedi.

Yani, muhalif görünümlü teröristlerin temsilcileri, Suriye yönetiminin ismini kullanarak Türkiye’ye aba altından sopa gösteriyor. Ve bu olayı bahane ederek, Türkiye’yi cehennemin içine çekmeye çalışıyor.

Hem unutmayalım ki, daha önce yaşanan Akçakale saldırısının faillerinin isyancılar olduğu tespit edilmiş ve isyancılardan Türkiye’de olanlar kameraların önünde Türk polisine tehditler yağdırmıştı.

Failler suçüstü yakalandıkları için ilk provokasyon tutmamış, Türk milleti yutmamıştı.

Bütün bu gelişmeler, gerçekleri görmek isteyenler için, çok önemli ipuçları içermektedir.

Bu kadar delil ve şüphe varken, yaşanan bir hadisenin sorumlusunu direkt Suriye yönetimi ilan etmek ve bunu bahane ederek, Türk milletini, Türkiye’yi sonu belli olmayan bir maceraya sürüklemek pek doğru olmayacaktır.

Hülasa; Komşularımızla ticareti bitirdik, iyi komşuluk ilişkileri bitti yerini karşılıklı top atışları aldı.

Bundan sanayicimiz mi karlı çıktı, köylümüz mü karlı çıktı, kim karlı çıktı?

Bundan milletin zerre kadar menfaati oldu mu?
YORUM EKLE