CENNET

Yine cennet kokuları sarmış dört bir yanı.  Ülkemiz yangın yeri, yüreğimiz yangın yeri. Yangın dinmiyor. Zira körükleri durmuyor. Kim bilir yine hangi garibanların ocağına düştü koca ateşi, baba ateşi, evlat ateşi…

Evlatlar yetim kaldı yine…

Ana feryat figanda…

Al bayraklar kapılara dayandı…

Ve sen şehidim!

Sen vatan diye kurşunlara siper olurken, biz ne yapmaktaydık?

Söyleyeyim;

Bir kısmımız nişan alışverişindeydi. Bir kısmımız kızgın kumlardan serin sulara attı kendini. Kimimiz dizisinin başında, kimimiz maçtaydı. Kimi salladı zarları şeytanı bol ola, kimi fal bakıyordu ne çıkarsa bahtına. Kimi trafikteydi, uykuda kimi. Kimi çocuğunu uyutuyordu ninniler masallarla, kimi çalışıyordu dosyalar, evraklarla, kimi yemekte, kimi alışverişte… Velhasıl siz kuş misali süzülürken, bizim aklımız bile sizde değildi. Oysa şimdi fena halde aklımızdasınız ama uzun sürmez geçer o da.

1 ya da 2 olunca şehit sayısı, takriben 3 gün sürüyor yasımız. Ama sayı böyle 16lara filan dayanınca bir hafta on günü buluyor etkisi. İlk iş profil karartıyoruz. (Bayrak da olabilir). Sonra lanetlemeler, siyasilere sövmeler, bayrak asmalar, protestolar, konvoylar… Ama misal bir Allah kulu düğününü, nişanını iptal etmiyor. Tabii düğününe günler kala şehit olan askerlerimiz müstesna.

Kimse uyumaktan, yatağından, televizyon izlemekten, müzik dinlemekten,  ya da yiyip içmekten vazgeçmiyor. İzleyiveriyoruz. Çünkü bizim ülkemizde yaşananlar daha heyecanlı dizilerden. Atraksiyonu da var en bolundan. Hem nasılsa bayrağımızı astık cama da, balkona da.

Amaa yastayız yanlış anlaşılmasın!

Eskiden değil evde, mahallede bile biri vefat etse günlerce televizyon açmaz, müzik dinlemez ve dahi yüksek sesle gülmezdik.  Ayıp derdi babam. Tabii ateşin etkisi düştüğü yere. Kimsenin ciğeri ateşin sahibi kadar yanmıyor doğru. Ama hiç değilse ortak olurduk yaslarına. Şimdi olsa olsa internetten, sosyal medyadan vatan kurtarıyoruz. E ne yapalım aç mı duralım? Durun kardeşim.

Napalım bayrak asmayalım mı? Lanetlemeyelim mi?

Yapalım amenna. Ama profil resmini karartıp ya da bayrak yapıp, 3 gün sonra da yüzerken çekilen fotoğraflarımızı da koymayalım. İstiklal savaşını, İstiklal marşını, atayı, askeri bir tek şehit verdiğimizde hatırlamayalım. Vah vah derken bir Fatiha okumayı da unutmayalım. O bayrakları bir tek milli bayramlarda ve toplu şehit haberlerinde asmayalım.  Hiç değilse acımızda samimi olalım.

Evet, ülkemiz yangın yeri. 

Evet, onlarca evin ocağı tütmüyor.

Ama madem her evden bir cenaze çıktı bugün, hadi dili, bayrağı, ülkeyi de geçtim, hiç değilse adam gibi yasımıza sahip çıkalım. Velhasıl

‘Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan
Hey sıkılmaz! Ağlamazsan bari gülmekten utan!’
YORUM EKLE