HEDEF

İnsan haklarına dayalı demokratik toplum yapısı;  insanın odak alındığı, demokratik, laik sosyal hukuk devletinin işlerlik kazandığı, her alanda insanca yaşama ve gelişmenin temel amaç ve hedef olduğu, katılım, dayanışma ve paylaşmanın toplumsal bütünleşmeyi sağladığı, karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün ilişkilerde temel olduğu, sorumluluk sahibi ve bilinçli vatandaşların etkili olduğu bir toplum düşüncesini gerektirir. 

İnsan haklarına saygı, özgürlük, eşitlik ve sosyal adalet düşüncesi, çoğulculuk ve katılımcılık demokrasi kültürünün temel göstergeleridir. Demokrasi ve insan hakları kültürü; devlet yapısında, toplumsal sistemde ve insan ilişkilerinde çok boyutlu olarak gerçekleşir. Her alanda demokratik değer, tutum ve davranışların geliştirilmesi, insanın özgürlüğü ve mutluluğu, toplumsal örgütleşme ve nitelikli vatandaşların yetiştirilmesi demokrasi ve insan hakları kültürünün dinamiğini oluşturur.

Tarihî ve kültürel birikime sahip, dünyanın en eski, en köklü milletlerinden biri olmamıza rağmen neden yukarıda bahsettiğim hedefleri yakalamada zorluk çekiyoruz? Neden en ufak bir olayda öfkeyi baldan tatlı yapmaya kalkışıyoruz? Neden karşımızdakinin haliyle hallenmiyoruz? Karşımızdakini sorgusuz sualsiz ötekileştiriyoruz. Oysaki bizler bütün insanlığı bir gözle gören bir anlayışın tezahürü değil miyiz?  Peki, bu işin çaresi, çözümü nedir? Yunus Emre, çareyi çağlar ötesinden gönlümüze ve kulağımıza fısıldamaktadır.

Gelin tanış olalım,  
İşi kolay kılalım,
Sevelim, sevilelim,
Bu dünya kimseye kalmaz.

Sevgili okurlar, dünyada her şeyin aşkla tezahür ettiğine inanırım. İcra ettiğimiz iş ne olursa olsun o işi mutlaka sevgiyle yoğurmamız gerekir. Sevgi duygusunun hâkim olduğu bir toplumda kin ve nefret tohumları yeşeremez. Millet olarak hedefimiz, iyi insan, iyi vatandaş, toplumsal bütünleşmeyi sağlamak olmalıdır. Bu kriterleri yerine getirdiğimizde bölgemizde ve dünyada daha çok söz sahibi ve oyun kurucu olmamız kaçınılmaz olacaktır.
YORUM EKLE