Ara
Gümüşhane
Açık
0°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7031 %0.23
50,1678 %0.06
5.902,25 % 0,77

İHANET

YAYINLAMA:
İhanet, güneşin insanlık âlemine sırtını dönmesidir. (Seyit TOK)

İhanet, TDK’nın sözlüğünde: 1- Evlilikte, sevgide aldatma, sadakatsizlik, 2- Hıyanet, hainlik, 3-Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme anlamlarına gelmektedir.

İhaneti, sevgiliye yapılan ihanet, eş'e yapılan ihanet, iş yerine yapılan ihanet, doğa'ya yapılan ihanet, vatana yapılan ihanet olmak üzere çeşitlere ayırabiliriz. Eş’e yapılan ihaneti anlatan bir fıkrayı sizinle paylaşmak istiyorum. Bilindiği gibi fıkralar, insanları güldürürken düşündüren yazılardır. Fıkrada okuru güldürmek bir araçtır sadece. Asıl amaç fıkradan ders almasını sağlamaktır.

Evin hanımı hizmetçiye yakınır:

-Dün beyin gömleğinde ruj izi vardı.

Sanırım sekreteriyle bir şeyler karıştırıyor.

Hizmetçinin gözleri dolar ve kendini tutamaz:

-Yalan söylüyorsun yalan! Yapmaz o öyle şey, beni kıskandırmak için yapıyorsun! der.

Bu fıkrada evin hizmetçisi uğradığı ihaneti hazmedemiyor; oysaki kendisi ne yapıyor? Ona, çalışması karşısında ekmek veren hanımına ihanet etmiyor mu? Sanki ‘’ihanet’’ sözcüğü bu günlerde daha fazla telaffuz edilmeye başladı ne dersiniz? Gerçi tarihte de büyük ihanetler olmuştur. Hepimizin bildiği ve yeri geldiğinde kullandığı bir söz vardır: ‘’Sende mi Brütüs’’ çoğumuz bu sözün nerden geldiğini bilmeden kullanırız. Roma İmparatoru Sezar, kalabalık bir grubun kendisine saldırması sonucu bıçaklanarak ölmüştür. İsyancılara karşı bir müddet direnen İmparator, kendisini bıçaklayanlar arasında evlatlığı Brütüs’ü de görünce bu sözü sarf etmiştir. ‘’Sende mi Brütüs’’ sözünü duyduğumda Roma İmparatoru Sezar’in başına gelenleri hatırlar, tarif edemeyeceğim hüzünlere kapılır ve Büyük Türk mütefekkiri, Gümüşhane’mizin yetiştirdiği ender şahsiyetlerden olan Hüseyin Nihal ATSIZ’ın şu dörtlüğü aklıma gelir:

“Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
Namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
Bir gün sabrın tükenir… Silahını kapınca
Haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına…”

Acaba ihanete uğramak mı zor yoksa dostun ihanetine uğramak mı zor? Sizi bilmem; ama benim kimin ihanet ettiği daha çok zoruma gider. Gönül dosta küser diye güzel bir söz vardır. Sevinçlerini, kederlerini paylaştığın, beraber yiyip içtiğin her zaman her konuda sonuna kadar güvendiğin kişilerin yaptığı ihanet, yüreğin tam ortasına saplanmış kılıçtan daha acı verir insana. Bana göre Roma İmparatoru Sezar’ın da zoruna giden ölecek olması değil evlatlığı tarafından arkadan bıçaklanması olmuştur.

Evin dışından yapılacak olan ihanetlere karşı durmak daha kolaydır. Evin içinden yapılacak olan ihanetleri önceden bilmek, onlara mukavemet göstermek çok da kolay değildir. Ülke içinde aynı durum söz konusudur. Dışarıdan yapılacak saldırılar önlenebilir. Ama içerden olacak saldırılara karşı koymak çok da kolay olmasa gerek. Ülkemiz üzerindeki ihanet bulutlarının bir seher rüzgârıyla dağılacağından hiç kuşkum yoktur.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *