Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7078 %0.01
50,2018 %0.06
5.909,06 % 0,12

Köydeki Tatlı Lezzet

YAYINLAMA:

Köy minibüsünün arkasında bıraktığı toz bulutundan, içi de nasibini alırdı genelde. Asfalt ne bilmediğim zamanlar. Bagaj kısmı dahil hıncahınç dolu. Malum salı pazarından dönülüyor. Çocuklara oturak ana babaların kucağı elbet. Sabah şehre dağılanlar,  akşama doğru minibüste yerlerini alırlar. Yazın, köye getirilen en önemli şeylerin başında karpuz gelirdi bir de nenemin en sevdiği şeftali. Karpuz gelir gelmez, aşağı poğarın kurununda yerini alırdı ki, suya yaz aylarında bile el dayanmaz. 3 demir borudan dolu dolu her mevsim akar,  içme suyu da odur, sulama suyu da. Mevla suyu bol verdi bizim 1750 rakımlı köye... (Yaydemir, Moksufa)

Karpuz soğuyadursun, akşama şeherden dönenlere lemis keyfi hazırlanır... Kapı önünde iki taş arasına kurulan ocakta, bol çalı ve odunla ateş hazırlanır, ateşin hemen önüne ahşap sofra konulur ve yufkalar açılıp, daha önceden hazırlanan iç konularak, içi küllenen sacın üzerinde, yarım daire şeklinde pişirilir. Toala katılmış pazı favorim olsa da, peynirliyi de affetmezdim... Ayakta parmaklara üfleyerek lemisi yerken, ufka doğru Abdal Musa tepelerini seyretmek paha biçilemezdi. Hele sacın üzerine bırakılır bırakılmaz, anamın parmakları ile ezdiği yanların kabarması yok mu, değme keyfine.  Yanında ya çay, ya ayran... En güzel tarafı, hesapta olmayan bir çok insan da tadına bakardı çoğu zaman, malum ev yol üstünde. Berekt ki hemde nasıl...

Üstü unlanmış anam, bir yandan açar, bir yandan pişirir... Elbet, her lemis seremonisinin sonunda kete faslı, bol tereyağlı. Hiç bir şey ziyan olmaz.  Bitmese de lemis ve keteler, ertesi gün kahvaltıda sofradadır... 

Üstünün unlarını silkeleyerek yerinden kalkan anam, ocağın ateşine kartol atın talimatını da çoktan vermiş olurdu. Herkes doydu şükür. 

Akşam hava iyice karardıktan sonra kurundan gelip kesilecek karpuzu kimse unutmadı elbet. Yeter ki kabak çıkmasın...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *