KÜFÜR TEK MİLLET

"Kâfir olanlar birbirlerinin dostlarıdır."
Enfâl: 73

Son beş altı yıldır dünyanın en mazlum coğrafyalarında yapılan katliamları hiç düşündünüz mü? Bizler düşündük. Şöyle ki;

Irak’ta 1 milyondan fazla Müslüman, kadın çocuk demeden katledildi. Suriye’de 300 binden fazla Müslüman, adı dahi bilinmeyen bir iç savaşta hayatlarını kaybediyor. Filistin’de onca mazlum Müslüman kahpe postallar altında eziliyor. Afganistan’da, Pakistan’da, Myanmar’da, Yemen’de, Mısır’da, Libya’da, Doğu Türkistan’da, Halep’te, El Bab’da, İdlip’te hemen her gün bombalar patlıyor, yüzlerce Müslüman kardeşimiz can veriyor.  

Maalesef komşumuz Suriye'de yaklaşık 6 yıldır zulüm devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında zalimlerin mazlumlar üzerinde hesapları ve katliamları bitmiyor. Etrafımız adeta kan gölüne döndü. Mazlumların feryad-ı figanı arşı titretiyor.   

Tarihten bu yana karanlık batı, emperyalist ve siyonist güçlerin hesapları bitmek bilmiyor. Bir zulüm sona ermeden bir diğer zulüm artarak devreye giriyor ve masum insanlar yaşlı, kadın ve çocuk demeden çağdaş dünya ve Avrupa’nın gözleri önünde katlediyor.

Batı'nın, emperyalist ve Siyonist güçlerin mazisi; vahşet, katliam, soykırım ve insanlık suçları tarihinin adeta bir özeti hükmündedir. Bu güçler sadece insanların ve inananların canına, mallarına kastetmekle kalmamış onların en büyük gücü maneviyatına, ahlâkına, insanlıklarına da yönelmiş büyük bir tecavüzdür. Son birkaç yüzyıldır insanlık âlemini kasıp kavuran eylemlerin, savaşların ve tecavüzlerin kaynağında hep aynı isimleri görmek mümkündür.

Türkiye’miz bu coğrafyada her zaman dediğimiz gibi üç tarafı deniz, yedi tarafı domuzlarla çevrilidir. Ve Türkiye dini, milliyeti ne olursa olsun mazlum coğrafyaların sığındığı en emin limandır.

Zalimlerin güvendiği kimyasal silahlar en son Suriye’nin İdlib kentinde çocukların, kadınların ve masum insanların üzerine dökülüyor. Çoğu çocuk olmak üzere yüzün üzerinde masum kardeşimiz hayatını kaybediyor.

Ve onlar zannediyorlar ki Rabbimiz bu yapılan zulümlerden habersizdir. Rabbimizin “onların cezalarını gözlerin dışa fırlayacağı güne erteleyeceği” hakiki gerçeğinden bihaberdirler.

İsmi ne olursa olsun ancak bizim için “küfür tek millettir” diyoruz. Ve küfrün şer odakları ve ortakları da Rabbimizin “Hak geldi batıl zail oldu” hakiki gerçeği mucibince zail olacakları o gün pek yakındır inşallah. 

Ve bizler inananlar olarak dünyanın neresinde olursa olsun küfre karşı her zaman birlik ve beraberliğimizi tesis ederek Halep'i ve İdlib'i ve dahi neresi olursa olsun her bir yanı kan gölüne çeviren bu paralı köpeklerle, kuklacı emperyalistlerle hesaplaşacağız.

Bu konuda biz inananlar olarak Rabbimizin İsra Suresi’nde (58) buyurduğu ayetten gücümüzü ve ümidimizi alıyoruz;

“Hiçbir memleket hariç olmamak üzere, biz onu kıyamet gününden önce ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azapla cezalandırırız. Bu, Kitap'ta (Levh-i mahfuz'da) yazılıdır.”

Ve ben imanın en zayıf halkası olsa da kalbimden bu zalimler için ancak buğz edebiliyorum. Siz değerli kardeşlerimin de bu zulme karşı en azından bir dua veya kalpten buğz etmelerini istirham ediyorum.

Not: 16 Nisan’da bütün Avrupa’ya, emperyalist ve siyonist işbirlikçilerine ve kan içen zalim güçlere karşı Elif gibi dimdik ayakta duran ve onlara büyük bir ders veren, iradesini gösteren aziz milletimizi yürekten tebrik ediyoruz.  

YORUM EKLE