KURTULUŞ MÜCADELESİ VE GÜMÜŞHANE’NİN KURTULUŞU

Şubat ayının 15.günü Gümüşhane’nin düşman işgalinden kurtuluş günü olarak çeşitli etkinliklerle kutlanılır. Zaman içerisinde yapılan törenlerin formatı değişse de 1980 yıllarda yapılan etkinlikleri hiç unutamam.

Geçmiş yıllarda yapılan kutlama gösterilerine bakınca Ruslar tarafından işgal edilen ilimizi bu istiladan kurtarmanın hiç de kolay olmadığını düşünürüm.

Kütüphanemde bulunan Eski Gümüşhane Milletvekili Sabri Özcan San’ın anlattığına göre bu toprakların asil evlatları, işgal öncesi göçemeyenlerin bir bölümü dağlara, tepelere çekilmiş, işgalcilere hiçbir zaman boyun eğmemiştir.

Kitaptan öğrendiğimize göre Rus işgalinin doğurduğu önemli bir sorun ne yazık ki göçtür. Gümüşhane ve Bayburt başları dik, alınları açık özgürlüğüne düşkün insanların yaşadığı yörelerdir.

Enver Paşa, Rus işgalindeki yerlerin ancak ordu gücüyle geri alınabileceğini düşünerek Türk Kafkas Cephesi Komutanı Vehip Paşa’ya gerekli emri vermiş, Paşa da Mütareke’yi geçersiz sayarak emrindeki 3.Kafkas Ordusu’nu harekete geçirmiş, 15 Şubat 1918’de Gümüşhane ve Torul, 17 Şubat’ta Kelkit, 21 Şubat’ta Bayburt düşman işgalinden kurtarılmıştır.

Bayburt ve Gümüşhane işgallerinin en önemli yönü işgal sırasında bölgede azınlık olan Rum ve Ermenilerin halka düşmanca tavırları ve çekilme esnasında ve işgalden sonraki bir haftalık boşlukta Ermenilerin giriştikleri katliamdır. İşgalin bir sonucu da halkın “MUHACİRLİK” dediği göçe neden olmasıdır. Üçüncü bir durum da halkın can, mal ve ırzına yönelik saldırıların meydana gelmesi, halkın yoksulluğa ve sefalete düşmesidir.

Böyle kazanıldı Kurtuluş Savaşı, kalplerdeki iman aşkı aldı bu savaşı. Silahımız yok… Silahsız bu cennet vatanı savunduk, kazma kürekle…

Ecdadımız can siparene bir karşı mukavemetle düşman askerlerini vatanımızdan kovdu. Şöyle tarihimize bakıp da “olamaz” dediğiniz her hadise, bu kutsal mücadelede yaşandı, bire bir kazındı tarihe.

Vatan sevgisi ve bayrak aşkı neler de yaptırıyor? “Olamaz” dediğin şey, kalpteki imanla birleşince, Önünde dünyalar duramıyor.

İşte koca Çanakkale de Seyid Onbaşı, işte Maraşta Sütçü İmam işte Antepte Şahin Bey ve daha niceleri…

Vatan ve bayrak denilince, çift çarpıyordu yürekler, cephede mideler boş… üst baş perişan… kazılıyordu heyecanla siperler.

Fedakar bir türk anasının yaşadığı tarihi bir hadiseyle yazıyı bitirelim.

“Eli bir değil bin defa öpülesi bir annemiz, kağnısıyla Ankara’dan Polatlı’ya mermi taşıyordu, kış ayının en soğuk bir Mart günü üzerine lapa lapa kar yağıyordu. Erken gelmişti Polatlı Askerlik Şubesine, daha saatler vardı mermi teslimine. Sırtında daha yeni doğmuş çocuğu, kendi beline bir bezle bağlamıştı çocuğu ve çocuğunun üzerinden battaniyeyi almıştı, benim mert anacığım battaniyeyi mermilerin üzerine sarmıştı. Şube başkanı Albay geliyordu ve bu fedakar anamıza şöyle sesleniyordu: “Hanım, niçin çocuğu kar altında tutarsın? Battaniyeyi neden mermilere sararsın?”

Bakın o mert anamız nasıl konuşuyordu:

“Komutan, evlat her zaman bulunur, mermiler ıslanırsa söyler misiniz bu cennet vatan nasıl kurtulur?” diyordu.

Özelde bugün için 15 Şubatta Gümüşhane’mizin ancak genelde bütün bir Anadolu coğrafyasının bu ruh ve heyecanla bağrında barındırdıkları milli kahramanlarla, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu emsalsiz mücadeleyi kazandığını unutmayalım.
YORUM EKLE
YORUMLAR
şeyda nur AKAN
şeyda nur AKAN - 5 yıl Önce

VALLAHA ELLERİNE, AKLINA, AĞZINA SAĞLIK...
BİR OLAY BU KADAR MI GÜZEL ANLATILIR.?