Ara
Gümüşhane
Açık
0°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7031 %0.23
50,1678 %0.06
5.902,25 % 0,77
COĞRAFYA KADER MİDİR?

COĞRAFYA KADER MİDİR?

YAYINLAMA:

“Arkana bakma, oraya doğru gitmiyorsun”
Konfüçyüs

Kaderi alnına göç yazılmış insanların yaşadığı uzun ve aynı zamanda dar bir coğrafyanın adıdır Gümüşhane. Harşit Çayı’nın gücü nispetinde suladığı bu mahrum coğrafyada doğan çocuklarımızın haliyle hayalleri de Kuşakkaya ile Canca arasında sıkışıp kalıyor.

Önüne, sağına, soluna ve arkasına baktığında dağları, kayaları gören çocuklarımıza hayalleri için ufuk çizmekte biz sacayağı olan ebeveynler, öğretmenler ve çevre hayli meşakkat çekiyoruz.

Çocuklarımızın önlerinde rol model olan öyle isimler var ki bizler onları örnek göstererek bak işte bu ağabeylerin ve ablaların inandılar, tırnakları ile kazıdılar ve bugün hepsi birer doktor, savcı, hâkim, mühendis ve öğretmen olarak güzel yerlerde güzel vatanımıza hizmet etmektedirler.

Bunu yaparken elbette oturduğu yerde başarıya ulaşanların sadece tavuklar olduğunu da hatırlatarak. Zira hem bizler biliyor ve çocuklarımıza da öyle anlatıyoruz ki;

“Uyanık olan yatandan, ayakta olan oturandan, yürüyen ayakta olandan ve koşan da yürüyenden her daim fersah fersah öndedir ve menzile ermeye muvaffak olacaktır…”   

Sene 1988. O yıl Gazi Üniversitesi’ni ve aynı zamanda Trabzon Avni Aker Stadında yalpan sağlık memurluğu sınavını 80 puanla il birincisi olarak kazanmıştım. Elde yok avuçta yok. Danıştığım insanların yüzde doksan dokuzu bir an önce devletin memuru ol derken Nemkol önünde kırık sepetine dayanmış hamallık yapan babam bir tek bana;

“Git oğlum Ankara’ya git. Boğulacaksan da büyük denizde boğul” demiş ve ben Ankara’yı yani okumayı seçmiştim. İyi mi, kötü mü yaptığımı o gün ve bugün teraziye koyduğumda çok pişman olsam da babamın sözüne uyduğum için kendimi bahtiyar addediyorum.

Yani demem o ki gençler hayatınızın başındasınız. Risk almaktan asla korkmayın. Cebinde elli lira harçlık, gidecek yurdu ve evi olmayan, okul dışında lokantalarda bulaşık yıkayan, yanlarına sığındığı üç öğretmenin merhametiyle (Allah onlardan razı olsun) okulunu bitiren ve nihayetinde öğretmen olan, şimdi okuduğunuz bu satırları kaleme alan o İsmail hayallerine ulaştıysa sizler hayli hayli ulaşacaksınız. Buna ben bu tezgâhtan geçmiş biri olarak yürekten inanıyorum.

Sizin şer gördüğünüz bazı olaylar aslında sizler için hayrın ta kendisidir. Bunun örneğini Kocayokuş Köyü İlkokulu’nda birbirinden zeki dört kız öğrencimin okurken babalarının aniden vefatı sonrası hayata sımsıkı sarılmaları neticesinde birisi Matematik Öğretmeni, bir diğeri TRT’de mühendis, bir diğeri Diyanet çatısı altında mühendis ve kızımın da sınıf arkadaşı en küçükleri İstanbul Maliye’de üst düzey çalışan biri olarak hedeflerine ulaşmanın hazzını yaşamaktadırlar.

Belki babaları yaşasaydı bu dört evladımızın okuma şansları olamayacak ve bugün geldikleri yerlerde hiçbiri olamayacaktı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *