Ara
Gümüşhane
Kapalı
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,6991 %0.01
50,2474 %0.16
5.945,24 % 0,73

En Yakın Düşman: Beyin

YAYINLAMA:
     İnsan beynine düşman diyen  ilk akl-ı  evvelmiyim bilemiyorum..Yazdıklarım ne kadar bilimsel yada analize dayalı gerçeklerdir onu da kestiremiyorum.Kendi gözlemlerime dayalı basit veriler diye geçiştirmeye kalksam, bu seferde basit bir şeyi paylaşma gereği duymuş olanın tedirginliğini taşıyorum.Onun içindir ki; konuyu net ifadelerle izaha çalışmak daha doğru olacaktır. Aslına bakılırsa dini literatürde ve özelliklede tasavvuf ilminde “nefis” diye tarif edilen bir düşmandan bahsedilir ancak bahsedilen nefisten kasıt beyin midir?Onun yorumunu size bırakıyorum.Neden beyin düşmandır işte cevapları:

   Beyin,yabani  bir ata benzer. Onu defalarca kamçılamazsanız,her bir yönden kontrol altına almazsanız , tekrar tekrar aynı sözü yada fiili uygulamazsanız zapt edemezsiniz ve de sözünüzü geçiremezsiniz.

     Bize en sık yalan söyleyen odur. Her yeni bilgiyi öğrendiğimizde “ben bunu unutmam” diyerek yalan söyleyip bir müddet geçtikten sonra biz bu bilgiyi hatırlamaya çalışınca “bana ne” diyerek nanik yapan odur.

     Duyu organlarından aldığı görüntü ve sesleri işine geldiği gibi yorumlayarak gerçeği gizler, ancak birkaç kez zorlama ve ısrar sonrasında doğru sonucu verir.

    Emrindeki duyguları harekete geçirirken genelde aşırı ve suç teşkil edebilecek oranlarda emir vermektedir. Kötü sonuçlar sonrasında devamlı pişman olduğunu bir daha hata yapmayacağını  belirtmekte ancak bu hatasını bir ömür boyu bıkmadan usanmadan tekrarlamaktadır.

     Korkma alışkanlığı vardır. En basit olumsuzluklarda tedirgin olmayı kendine görev bilir .Bu tedirginliği, yönettiği vücutta koordinasyon bozukluğuna yada yeni tabirle  eş güdüm eksikliğine yol açarak “kaos” oluşturur.Kaostan çıkış konusunda kendisi tek başına sağlıklı çözüm üretemez ;başka sakin beyinlerden destek almak zorunda kalır.

     Kendi kendini geliştirme kapasitesi yoktur.Tembelliği sever,bütün gelişimi ve değişimi dışarıdan müdahaleler sonucunda kabullenebilir.Bu kabulde sonuna kadar direnç gösterir.Direncinin kırılmasını ve değişimi kendinden bilir, gurura kapılarak yanlış fiillere yönelir.

     Uyku ve bayılma gibi hareketsiz anlarında da yalanlarına devam ederek vücuda eziyet çektirmeyi sever.
    ………………………………..
     Bunca düşmanı olan insan oğlunun en yakın düşmanını kafasında taşıması bir tesadüf değildir.Bilerek tasarlanmış ve öyle murat edilmiştir.Çünkü bu düşmanı yenen vücutlar insan olabilmekte sonrasında  kamil  olmaktadırlar.Onu yenemeyen, yenmek için uğraşmayan vücutların akıbetleri malumdur.
     Konuyla birazcık alakalı olsa gerek;  Lee Fontance’nin ve Yunusun  şu sözleriyle vedalaşalım.”Evren  hakkında her şeyi bilen ama kendini bilmeyen kişi hiçbir şey bilmiyor demektir.”( Lee Fontance)
    “Sen kendini bilmezsin, ya nice (boşuna ) okumaktır.”( Yunus Emre)

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *