HELVADAN BAŞKA YEMEK İSTEYEN YOK MU ?

Evet, muhterem kardeşlerim. Bugün sizlerle hikâyeci tarih anlatımı üzerine biraz konuşmak istiyorum. Özellikle de son bir haftada yaşanan siyasi olaylar dikkatli bir şekilde düşünüldüğünde anlatacağım hikâyenin ne kadar güzel bir özet olacağından emin olacaksınız.

Tarih kendi içerisinde bir bütünlük arz eder arkadaşlar. Öyle ki geçmiş dönemde yaşanmış pek çok olay neden sonuç içerisinde incelendiğinde, bu olayların benzerlerinin bugünde yaşandığını görmek mümkündür. Gelin bunu sizlere bir hikâye ile anlatayım.

“ Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Anam kaptı sopayı babam kaptı meşeyi, dolandırdılar bana dört bir köşeyi sonrada başladılar anlatmaya. 

Çok eski zamanlarda meşhur mu meşhur helva yapan bir usta var imiş. O kadar güzel helva yaparmış ki onun yaptığı helvanın namı dünyanın pek çok yerinde bilinirmiş. Tabi ki helva yaparken yanında pek çok ta öğrenci yetiştirirmiş. 

Bir gün öğrencileri hocalarına başkaldırmışlar. Yeter artık hocam biz helva yemekten bıktık. İnsanlar çeşit çeşit yemek yiyorlar siz bize ha bire helva yediriyorsunuz. Biz artık helva yemek istemiyoruz diye isyan etmişler. 

Hocaları bunları kötü terslemiş. Bakmışlar hocanın başka yemek yapmaya niyeti yok aralarında bir ekip oluşturmuşlar ve hocalarının yanlarından ayrılmışlar. Kendi aralarında toplanarak neler yapabileceklerini düşünmeye başlamışlar. 

Aralarından bir tanesi bizde kendi aş evimizi kuralım kendi isteklerimiz doğrultusunda yemekler yapar istediğimiz yemeği yeriz demişler. Fikir cazip gelmiş kendi aralarında toplanmışlar bulmuş buluşturmuşlar, az demeden çok demeden çalışmış durmuşlar ve sonunda kendilerine bir aş evi yapmayı başarmışlar. 

Eee o kadar uğraştıktan sonra bu aş evine bir de usta lazım demişler. Aralarında konuşup kararlaştırmışlar. Eski hocanın yakın öğrencilerinden birini tutmuş kendilerine yeni usta yapmışlar. Usta sevinerek mutfağa yönelmiş. Sonunda istediğimiz yemekleri yapabileceğiz diye sevinmiş. Birden mutfağa girmiş bir de ne görsün!

Bin bir çeşit yemek yapma arzusunda olan hocanın karşısında yemek malzemesi olarak Un, Su ve şeker varmış. Hoca hiddetlenmiş ve arkasını dönerek arkadaşlarına Ey cemaat Siz helvadan başka yemek istediğinize emin misiniz?  Diye sual etmiş.”

Hikâye bu ya varın sizde payınızı alın derim ben. Bazı arkadaşlar ne demek istediğimi direk anladılar. Bazı arkadaşlar uzun uzun düşünürken bazıları çoktan gazeteyi kapattılar bile.

Geçenlerde televizyonu izlerken İYİ partinin istişare toplantısında olanlara denk geldim. Meral Hanım’ı o kadar sert eleştirmişler partide işler bir anda karışmış. Önce istifa haberi sonrasından aday olmayacağı haberi geldi. Sonra partide hummalı bir çalışma başladı. Türk milliyetçiliğini ve ülkücülüğü bir şahsa bağlamayı sevmeyen bu yüzden Milliyetçi hareket Partisinden ayrılan muhterem büyüklerimiz Meral Hanım’ın evinin önünde nöbete başladılar. Giden gelen eksik olmadı. Herkes hep bir ağızdan “sensiz olmaz” nidası haykırıyordu. Meral Hanım’da bu ısrarlara dayanamadı ve geri döneyim bari dedi. İşin daha da ilginci aynı ekip vaktiyle istifa eden Devlet Bey’i de geri döndürmek için aynı yolu izlemişlerdi. Sonrasında yoluna baş koydukları “ Sensiz olmaz” nidaları ile meydanları inlettikleri Devlet Bahçeliye kazan kaldırmışlardı. Şimdi aynı ekip aynı işi yine yapıyor. Adama sormazlar mı yahu bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye. 
Ben sormuyorum sormakta istemiyorum. Çünkü biliyorum ki bu arkadaşlar soru soranı sevmezler. Ancak tek bir soru sormadan da kendimi alıkoyamıyorum. 

“ Arkadaşlar siz helvadan başka yemek istediğinize emin misiniz ?”