Ara
Gümüşhane
Kapalı
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7000 %0
50,2576 %0.19
5.933,32 % 0,53

KONU TARIMDAN AÇILMIŞKEN-1

YAYINLAMA:
Türkiye, bir tarım veya sanayi ülkesi midir, diye düşündüğümüz zaman, hemen cevap vermekte zorlanıyoruz. Halbuki, önceki yıllarda bu soru bize sorulmuş olsaydı, hiç beklemeden, tarım ülkesidir diyebilirdik. Halbuki şimdi böyle bir soru ile karşılaştığımızda, cevap vermekte zorlanıyoruz. Hemen ülkemizi yıllar önceki durumu aklımıza geliyor. çünkü o zamanda hangi safta olduğumuz kesin olarak biliniyordu. Ülkemiz, bazı olumsuzluklara rağmen bir tarım ülkesi görünümünde idi. Halkımızın önemli bir kısmı, tahminen %70 i yaşamını kırsal alanda sürdürebiliyordu. Daha açık bir değişle köylü, tarımdan elde etmiş olduğu ürün ile geçinebildiği gibi milli ekonomimize de katkı da bulunabiliyordu. Fakat, ne yazık ki, aradan çok bir zaman geçmemiş olmasına rağmen, kırsalda üretici durumunda olan bu toplum, üretimi bırakarak tüketici saflarında yer almıştır. Doğal olarak bu durumda, ekonomik ve sosyal değişik problemlerinde birlikte götürülmüş olması birçok yönden tartışmalara yol açmıştır. Daha önceden önlem alınamadığı için ortaya çıkan sorunların çözümü için şüphesiz kolay olmamaktadır.

Kırsal alanda yaşamını sürdürmekte olan bu toplum, ülkemizin temelini oluşturmaktadır. Bu toplumu kırsaldan şehre veya başka alanlara göçe zorlayan sorunlarla ilgilenen olmayınca halk sorunlarının çözümünde çareyi, kırsaldan şehre veya başka alanlara göç ederek aramak zorunda kalmıştır. Kırsalda evini barkını çiftini çubuğunu bırakıp, tüketici saflarında yer almanın zorluklarının neler olduğu bilinmektedir. Halbuki üretici olmakla hem kendi ailesine hem de ülkemiz halkına hizmet etmiş olmakla kalmayıp milli ekonomimize olan katkısı göz ardı edilemezdi. Kırsalda yaşayıp, ekmeğini yapıp etini sebzesini ve meyvesini üreten konuk sever bu toplumun efendiliği rahmetli ulu önder Atatürk den sonra yakın yıllara kadar seçimden seçime hatırlanır olmuştur. Günümüzde her şeye rağmen köylü iyi özelliklerinin bir çoğunu korumakla birlikte, şehre göç etmekle üretimi bırakıp tüketici saflarında yer almıştır. Ülkemizin birçok yerinde köylerde genç nüfus göç etmiş yerini üretimde fazla bir katkısı olmayan yaşlılar almıştır. Bu yaşlı nüfusun ise çoğu üretim yapacak durumda değildir denilebilir.

Ülkemiz çiftçisinin 25-30 yıl içerisinde yukarda sözünü ettiğimiz üretici saflarından, tüketici saflarına geçmesinin elbet deki bazı önemli nedenleri vardır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *