Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7078 %0.01
50,2018 %0.06
5.909,06 % 0,12

Yüklenebilirlik Ya Da Modern Tabirle Şarj Edilebilirlik...

YAYINLAMA:
Günümüz dünyasının yaşamsal döngüsü içinde ve çevremizde gençlerin batarya gücünün yüzde 10’larda gezdiğini görüyor ve bu duruma bir türlü anlam veremiyorum. Şarj edilebilirlik, yani yüklenebilme çok önemli aslında. Peki bu gençler neden ve nasıl yüklenmelidir? Yüklenebilmede asıl olan unsurlar nelerdir? Tam doluluğa ulaşmadan şok şeklinde uygulanan şarjlar, bu gençleri ne hale getirecektir? Bunlar, ciddi anlamda cevabının araştırılması ve bulunması gereken sorulardır.

Lisans alanım olması sebebiyle oldukça iyi bilirim; yer bilimleri der ki bazen yer altındaki cevherli bir kütle aynı zamanda da yüklenebilme özelliklerine sahip olabilir. Yani demem o ki, yüklenebilirlik zaman zaman ciddi bir cevher varlığını da karakterize edebilir. Genç bir beyinin içinde bir cevher varsa, bunun öncesinde bir yüklenebilirliği de olmalıdır. Yüklenebilir olmadığı sürece bir beynin; içeriğinde hangi tür cevher barındırırsa barındırsın, bütün değeri hiç niteliğindedir. Çünkü ham halde bile değerli  olsa da cevher, ancak ve ancak bir mücevhere dönüştüğünde faydalı olup, kullanımı sağlanabilecektir. Bu sebeple bir beyin, eğilip bükülebilmelidir. Bir şekli - duruşu ve omurgası olabilmelidir. Doğruyu yanlışı tartıp, yüklenebilirken de sorgulayabilmelidir. Aksi durumda zekası ile çok katlı integral hesaplamak ile çok katlı bina kondurmak arasında ne fark kalacaktır ki? Her iki durumda da beyin, sistem içinde lükse ve rant’a yönelik bir hareket sistematiğini benimseyen bir araçtan öteye gidemeyecektir.

Ben veya sen veya benler veya senler veya onlar veya tüm akıllar,  madde ortamında sürüklendiği sürece, sizden olanların idea dünyasında olduğunu düşünmek veya onlara idea aşılamaya çalışmak ise boşa bir çabadan öteye gidemeyecektir.

İşte bu sebeple; gençlerin ve çocukların beyinlerine yaptığımız yüklemelerde zekanın ve aklın, sistem içinde onları en rahat koltuklara getirmesi yolunda telkinler vermekten vazgeçmeliyiz. Asıl yüklemelerin kaynağının binlerce yıldır elde ettiğimiz değer ve yargılar olduğunu görmeli ve unutturmamalıyız.

İhtişamlı, bir o derece lüks ve protein dolu yaşantınızda; sizden olanlara sürekli dünyalığı aşılamak, beşeri yüklemek, makam, koltuk ve para hırslarından körelmiş akıllar oluşturmak ve gelecek nesli yakmak nedendir bilmem.

Asıl olan, ne için ve ne uğrunda yandığınız değil midir? Ve sizler, yalnızca yürekten yananı, ateşin yakmayacağı bilmez misiniz?


 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *