Son günlerde belki de  çok rağbet gören Mucize Doktor adlı dizinin hayatımıza girmesiyle “Otizm” dikkatlerimizi celbetmeye başladı. Dizide otizm spectrum savant sendromlu Dr Ali Vefa karakteri ile bu alanda farkındalığımızın arttığını gözlemleyebiliriz. 

Otizm Spektrum Bozukluğu doğuştan gelen ve yaşamın ilk yıllarında iletişim problemleri ile kendini gösteren gelişimsel bir farklılıktır.

Çocuğunuz eğer akranlarından farklı davranıyor, göz teması kurmuyor, konuşmuyor, ismiyle çağrıldığında tepki vermiyor, dinlemiyor, anlamıyor ve hep aynı şeyleri tekrarlıyorsa otizmden şüphelenebilirsiniz. Otizm yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden bir gelişim bozukluğudur. Sözel ve sözel olmayan iletişim kesilir, dış dünya ile irtibat olmaz ise davranışlarda katı kalıplarla sınırlıdır. 

Otizm bir hastalık değil, bir farklılıktır. Bu bireyler normal insanlardan çok daha farklı bir yapıya sahiptirler. Otizm 3 yaşına kadar semptomları ile kendini belli eder. Net olmasa da ülkemizde otizmli çocuk sayısının 550.000 olduğunu söyleyebiliriz. Bu rakam 0-14 yaş grubu arasında 140 bine tekabül ederken otizmli bireylerin kendileri dışında da yaklaşık olarak iki milyon kişiyi etkilediği aşikardır. 

Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı verilerine baktığımızda 2 bin civarında otizmli çocuğun eğitim aldığını görüyoruz. Ancak üniversitelerimizde bu alanda yeterli program ve akademisyenin olmadığını düşünürsek otizmli bireylerin ve ailelerinin mağduriyetini net bir şekilde anlayabiliriz. 

Zihinsel engelli eğitimi konusunda ülkemizde ilk tarihin 1999 yılını görmekteyiz. Bu tarihte özel eğitim kurumları açılmaya başlandı ve yine bu dönemde Otizmli Çocuklar Eğitim Uygulama Projesi de yürürlüğe girdi. 

Daha sonraki süreçte otizmli birey ve ailelerinin ihtiyaçları, eğitim imkanları ve nasıl karşılayacakları konusunda birçok projenin hayata geçmesi kapsamında Bakanlık tarafından Otizm Eylem Planı gerçekleştirildi. Ancak günümüzde bu alanda yapılan çalışmalar her ne kadar iyi niyetli olsa da ihtiyacı görmekten haylice uzaktadır. Otizmli yavrularımızın ve ailelerinin ihtiyaçları, sıkıntıları artarak devam etmektedir.

Uzmanlara göre otizm tanısında en önemli dönem 18 aydır. 

Bu alanda Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı, ‘otizm spektrum bozukluğu’ olan çocukların erken tanısının konulması, özel eğitimi ile topluma kazandırılmasına öncülük edilmesi ve bunun yurt çapında yaygınlaştırılması amacıyla, kar amacı gütmeyen ve kamu yararını gözeten bir sağlık ve eğitim vakfı olarak 15 Nisan 2003 tarihinde kurulmuştur.

Ve bu vakıf Türkiye’de otizm spektrum bozukluğu olan çocukların erken tanılanması; tanı alan çocukların ve ailelerinin sağlık, eğitim, meslek edinimi, istihdam, bağımsız yaşam ve kaynaştırma gereksinimlerinin dünya standartlarında karşılanmasıdır. Ayrıca, kaynaştırmadaki diğer özel eğitim gerektiren çocukların ve gençlerin ilgili gereksinimlerinin karşılanmasını kendine vizyon olarak seçmiştir. 

Son olarak toplumuzun bu hassas ve özel konuda daha duyarlı olması, otizmli çocuğa sahip ebeveynlerin kendilerini yetiştirmeleri, çocuklarına bilinçli yaklaşımları çok önem arz etmektedir. 

Günümüzde çarpık ilişkileri, gereksiz dayatmaları, toplumumuza, dini ve milli değerlerimize ters dizi ve programlar yerine Mucize Doktor gibi farkındalığı artıracak faydalı programların artması gerektiğini düşünüyorum.