Sosyal Projelere Önem Vermeliyiz

“Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir” ( Atatürk )

İnsan yaratılmışların en şereflisidir. Dolayısıyla insana  dair her şeyin düşünülerek yapılması gereği vardır. Bir makine bozulduğu zaman tamir edersiniz. Tamiri mümkün değilse yenisini alırsınız. Ama insan öyle mi? İnsana kendisi olduğu için değer veririz. Ve onun gelişimi için gereken ne ise yapmaya çalışırız. Onun güçlü yönlerini bularak o alanda kendisini geliştirmesini sağlamak temel görevimiz olmalıdır. Ancak onu tam anlamıyla anlamak mümkün değildir. Bizim yaptığımız iş ise onu anlama sürecinde yol almaktır.

Hayatta bizi güçlü kılan şey yaşama karşı direncimizi artıracak çabalarımızdır. Mücadele azmimiz ne kadar güçlüyse yaşamdan zevk alma oranımız da o oranda artacaktır. Tabii bizi hayata bağlayacak ve mutlu edecek nedir? Mutluluk öyle kolay elde edilecek bir şey değildir. Hayatta her şeyin bir karşılığı olduğuna göre bizim de hayata bir şeyler vermemiz gerekmektedir.

Yaşam sadece yemek içmek yani temel ihtiyaçlardan ibaret değildir. İnsan sosyal bir varlık olduğuna göre sosyal yönünü geliştirecek çalışmaların içerisinde olması gerekir. Sosyalleşme bir günde değil bir süreç içerisinde gerçekleşecek bir olgudur. İnsanların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri ortamları oluşturmak sosyal sorumluluğumuzun bir gereğidir.

Resmi kurum ve kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin sosyal kültürel alanda farklılık yaratacak projelere imza atmaları gerekmektedir. İnsana insan olduğunu hatırlatacak çalışmalar yarınlarımız için de bir güvence olacaktır. Sevgisiz bir toplumda kan ve gözyaşı hakimdir. Sevgi hamurunu yoğuracak ve ona şekil verecek ellere değer vermeliyiz. Ellerimiz bir olunca daha da güçlenecek ve yarınlara güvenle bakabileceğiz.

Türkiye’nin birçok ilinde yerel yönetimler (belediyeler) sosyal projelere yer vermektedir. Gümüşhane’ de ise belediyelerin bu alanla ilgili çalışmaları sınırlıdır. Belediyelerin Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde kurulacak edebiyat ve şiir atölyesi, tiyatro atölyesi, diksiyon atölyesi, dil atölyesi, resim atölyesi, müzik atölyesi, fotoğraf atölyesi, yaratıcı drama atölyesi, satranç atölyesi, halk oyunları atölyesi vb. kurularak kentin sosyal yaşamına ayrı bir renk, ayrı bir güzellik katılabilir. Toplumun kültürel ve sanatsal açlığı bu projelerle giderilebilir. Bu proje ile katılımcılar hem sanatsal hem de sosyal birikimlerini hoşgörü, dostluk ve barış dolu bir atmosfer içerisinde diğer katılımcılarla paylaşma fırsatı bulacaklardır.

Bu proje toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde uygulanmalıdır. Sanat yetenekle ilgili olduğuna göre toplumdaki yetenekli bireylerin tespit edilerek onların en iyi şekilde eğitim almaları sağlanmalıdır. Çalışmalar neticesinde dergi ve  kitaplar çıkarılabilir, sergiler açılabilir, seminerler ve konferanslar düzenlenebilir, şiir dinletileri, tiyatro ve halk oyunları gösterileri yapılabilir.  Tabii bu projenin gerçekleşmesi için kültür merkezlerinin yapılması gerekmektedir. Bu proje, kentin kültürlenme sürecine ciddi katkı sağlayacak ve kent canlı bir varlığa dönüşecektir. Canlı bir kentte de kim yaşamak istemez ki?
YORUM EKLE