Tarih yazmak için bir fırsatınız var...

Bu yazı, bir gazetecinin gözünden değil, Gümüşhane sevdalısı bir AK Parti’linin yaşadıklarına, şahit olduklarına, gözlemlerine ve dolayısıyla geleceği ile ilgili endişelerine ait bir paylaşımdır.

Herkesin malumu olduğu üzere, AK Parti’den milletvekilliği için aday adayı olan insanlarımız, hafta sonu ilk sınavları olan temayül yoklamasına girecek. Tabiidir ki oy kullanacak isimler belirli ölçüde fikir sahibi olmuş, destek vereceği adayları belirlemiştir. Bu yazının amacı; girilmiş olan seçim sürecinin AK bir gelecek için ne denli önemli olduğunu hatırlatmaktan ibarettir.

İşte bu noktada, aidiyet duyduğumuz davamızın başarısızlıkla sonuçlanmasını isteyenlere karşılık, saflar arasında oluşan mesafelere bir son vermek zorundayız. Aşağıda yer verilmiş köşe yazılarından yapılmış alıntıları okuduğunuzda sorumluluğunuzun ne denli önemli olduğunu sizlerde göreceksiniz.

Bu alıntılar, AK Parti İktidarlarını ve bu parti idarecilerini vatan haini olarak gören düşüncenin birkaç örneğidir sadece. Eminim her AK Partili bu söylemlere birçok kez şahit olmuş, şahit olunan bu hezeyanlar da; yıllarca yaşanılan sıkıntıları, adaletsizlikleri ve çaresizlikleri hatıra getirmiştir.

*****

Cüneyt Arcayürek samimi(!) duygularını paylaşmış yazısında. “Utanma arlanma yok adamlarda. Kaç yıldır tepemizdeler” ifadelerine yer verirken;

Mustafa Balbay da: “AKP’nin bu karanlık algı operasyonları karşısında mücadele için birinci koşul, irademizi esir vermemektir. İrademizi sağlam tuttuğumuzda devamı gelecektir” şeklinde, neler yapılması gerektiğini anlatıyor.
Ali Sirmen ise “Salt AKP’nin Oy Kaybetmesi Yetmez” dediği köşe yazısında,  “HDP’nin parti olarak, seçime girip de barajı aşamaması halinde, AKP’nin seçimden oy oranı olarak azalmasına karşın sandalye sayısı olarak artışla çıkması gerçeği ile karşılaşacağız” diyerek AK Parti’yi yıkmak için her yol mubahtır anlayışını sergiliyor.

Emin Çölaşan’da “Dünya devi(!) zor durumda” başlıklı yazısında “Sevgili okuyucularım, yazının başlığı ‘Tarzan zor durumda’ olabilirdi. Gerçekten de zor durumda! Sen kendi ülkene ve bütün dünyaya hava basıp ‘Dünya devi olduk’ diyeceksin, sonuçta sadece alay konusu olacaksın. İnanılır gibi değil” demiş.

*****
Burada sadece belirli bir fikriyatın yazarlarından alıntılar yaptım. Muhalif olan diğer kesimler içinde farklı bir durum söz konusu değildir. Onlar için asıl mesele AK Parti’nin bitirilmesidir. Her ne pahasına olursa olsun, ne kadar diyet ödenmesi gerekirse gereksin ulaşılmak istenen bu devletin muhafazakâr kadrolarından kurtulma isteğidir.

Tarihsel geçmişleri büyük mücadelelerle geçmiş gruplarda oluşan ilginç koalisyonları da şaşkınlık ve ibretle izlemekteyiz. Birçok olayda bir araya gelmesi imkânsız diye düşündüğümüz kişilerin aynı safta görüntü vermesini anlamak mümkün görülmese de, yaşanılanların paralel yapı dizaynı olduğu gün gibi ortaya çıkmaktadır. (Burada bir noktayı açıklamak gerekmektedir. Cemaat=Paralel Yapı demek yanlıştır. Cemaat, paralel yapının sadece bir unsuru durumundadır.)

Bu şartlar altında yüreğinde AK bir sevda taşıyan her kesim, küçük hesaplar yerine büyük değişimin izini sürmek zorundadır. Dava sahibi her kişi haziran ayının yedisinde yapılacak olan seçimleri sıçrama noktası olarak görüp, bu tarih yazma fırsatını en iyi bir şekilde değerlendirmelidir.

“Allah yar ve yardımcınız olsun.”



YORUM EKLE