Nasıl unutulur ki ?
Gümüşhane’nin Torul ilçesi 16 Temmuz’da gözü yaşlı annenin, yüreği yanmış babanın, onların dirayetli duruşlarının, metanetlerinin şahidi oldu. O teslimiyetten, o temiz yüzlerden, o imanla dolu göğüslerden başka ne anlatabilirdi ki milletimizin ağır sınavını. Öyle ağır geldi ki yüreğimize, yetim bıraktın bizi Necmettin öğretmen. Bağrı yanık annen, yüreği titrek baban, köpeğin Kral da bizim gibi, öğrencilerin gibi, bütün Türkiye gibi yetim kaldı.
Maalesef ki uzun zamandır durum böyle, Allah’ın her gününe dua gibi bir şehit. Ülkemizin sınavı ağır. Sağır olsun da duymasın dediğimiz kulaklarımız, kör olsun da görmesin dediğimiz gözlerimiz, tanık oldu geride kalan sönmüş ocaklara, eksik kalan hayatlara, kalmaya da devam ediyor Afrin’ de yitirdiğimiz fidanlarla.
Biz bu topraklarda yaşamanın bedelini en ağır şekilde kabul ettik. Millet olarak hiçbir zaman şehit vermekten çekinmedik çekinmeyiz de. 23 yaşında, hayatının baharında, terör örgütü PKK tarafından kaçırılmışsa, işkenceye maruz bırakılmışsa yanar kavrulur yüreklerimiz. Bunun yanında biliriz ki Anadolu bizim ocağımızdır, evladımızdır , namusumuzdur ve ona el kaldıran olursa o eli kırar, ona göz koyan olursa o gözü oyarız.
Ülkemizin Nene Hatun’ları, Necmettin öğretmenleri, Ömer Halis Demir’leri oldukça bu ülke bayraksız, bu minareler ezansız, bu millet vatansız kalmaz evelALLAH !
‘’Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz.’’ (Bakara, 2/154)