BU ÖFKE NEYE KİME

Toplumun değerleri ile her fırsatta dalga geçen zihniyet seçim zamanlarında milliyetçi, muhafazakâr, dindar insanlarla poz verme, onlara rozet takma alışkanlıkları bize çok yabancı değil. Bizler de sizler gibiyiz biriz beraberiz diyerek yapmacık tavırlarla algı oluşturmaya çalışırlar. Bu ikiyüzlü siyasetçiler bu gün olduğu gibi sahneye çıkar, sizin inandığınız Allah’ınız, ezanınız babından konuşarak oy aldığı,  güya bir ve beraber olduğu insanların en kutsalı olan inançları ile dalga geçerler. Bunu yaparken de çok pişkince davranırlar. Bu tipler insanlık dışı bu hareketleri ile bir şeyler elde edeceklerini düşünürler. Elde edecekleri şeyler var elbette, o da insani olmayan her şey. Bu tiplere söylenecek çok söz vardır ama söylemeyeceğiz, susacağız.
Mevlana bu tiplere şöyle seslenir:
Suskunluğum asaletimdendir
Her lafa verilecek bir cevabım var.
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye.
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?
Mevlana, bu ünlü sözlerini  suskunluğun asalet olduğunu ve nefsinin hırslarına kapılıp her söze yanıt vermediğini ifade etmek için söylemiş.
Mevlana her sözün düşünce içermediğini, düşünce içermeyen sözleri ise dikkate alarak karşılık vermek gerekmediğini anlatmaya çalışmış.
Düşünce içermeyen bir anlamı olmayan değersiz sözleri “laf” olarak kabul etmiyor. Tabii anlamsız sözler söyleyenleri adam yerine koyup da onlara yanıt vermek de istemiyor ve onlara yanıt vermiyor. Boş laf edenlere cevap vermiyor. Susarak asaletini koruyor ve yanıt vermiyor. Susma yoluyla asaletini koruyabilmek, cevap vermekten kaçınabilmek… İşte asıl sorun burada. Biz de her söze cevap vermeyeceğiz, asaletimizi koruyacağız.

Söz ağızdan çıkana kadar sahibinin esiridir. Söz ağızdan çıkınca sözü söyleyen sözün esiri olur. Her söz sahibinin kalitesini, kişiliğini gösterir.
İnsana kıymet vermeyen, insanı önemsemeyen, insanları ötekileştiren, insanları hor gören ve insanlara tepeden bakanlar ancak ve ancak kendilerini küçültürler, kendilerini alçaltırlar. Tabana alçaldıkça kendini yükseldik sanırlar.
İnsanların inandıkları ile dalga geçen aklı evveller bir yandan da kendi gibi yaratılanları ilah edindiğini ilan ederler. Böyle davranarak milletin aklı ve inancı ile dalga geçtiklerini zannediyorlar. Hâlbuki dalga geçtikleri kendi akılları ve inançları.
Sosyal medya bu tip söylemlere uygun bir mecra. Hem öfkeyi hem ötekileştirme arzusunu çok görünür kılan bir platform. Boş bir alan gibi göründüğünden insanlar kendilerine ait hasmane duygularını fütursuzca ortaya koydukları bir ortam. O anda karşınızda kimse yok, istediğiniz şekilde kendi seviyenize göre atış yapacağınız bir alan. Bu söylemler sadece birkaç kişiye ait değil. Pek çok köşe yazarı bu dili kullanabiliyor. Bu hal çok tehlikeli bir vaziyet aldı. Bu  durum  üzerinde  düşünülmeli ve konuşulmalı. 
Hangi inançtan, hangi sosyal kesimden olursa olsun. Bu ülkede yaşayan herkes sağduyu ve empati kurma çabasıyla hareket etmeli. Bir anda olacak bir şey değil ama üslubun çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu çirkin, kaba küstahça söylemlerden vazgeçilmeli. Yapıcı bütünleştirici bir dil kullanılmalı. 

YORUM EKLE