Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7060 %0.02
50,1842 %0.04
5.968,49 % 1,12
CİNNET

CİNNET

YAYINLAMA:

“Sevgi insanlığın, şiddet hayvanlığın kanunudur.”
Gandi

Son yıllarda artan şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetler ile adeta toplumumuz cinnet geçiriyor. Öte yandan salgın hastalık, deprem, yangın, sel, heyelan gibi doğal afetlerle adeta şirazesi bozulan toplumu toparlamak zor olsa gerek.

Cinnet;

“Bir öfke sonucudur Öfke eylemi dışa dönünce saldırganlık olur. Bu sözel olabileceği gibi bir cisme, hayvana ve son aşamada insana yönelerek cinayete veya kendi canına son vermeye dönebilir.”

Her daim toplumu rahatlatacak, insanları tedavi edecek, moral ve motivasyonunu iyileştirecek tedbir ve önlemlerin alınması zaruriyeti elzem derecede önem arz etmektedir.  

Ülkemizin belki de en sakin illerinden biri olan en yakın komşumuz Trabzon’da dahi son 15 yılda aile içinde meydana gelen cinnet ve toplu cinayet olaylarında maalesef 23 kardeşimiz hayatını kaybetmiştir.

Son olarak önceki gün Of ilçemizde cinnet geçiren, yaşları 4, 7 ve 11 olan üç masum yavrusunu katleden zalimin mesleği ile inanın dona kaldık.

Cinnet geçirenler hasta olmalarına rağmen bu durumlarını kimse ile paylaşmadıkları için maalesef tedavileri yapılamıyor ve yine maalesef ki bunun neticesinde istenmeyen sonuçlar doğabiliyor.

Hemen her gün gazetelerin inanın üçüncü sayfa haberlerini okumadan diğer sayfalara geçiyoruz. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olduğunu zannettiğimiz güzel ülkemizin güzel insanlarına neler oldu anlayabilmiş değiliz.

Ekonomik sıkıntılar, yanlış evlilikler, ruhsal başta olmak üzere çeşitli hastalık ve kişilik bozuklukları ile baş edemeyen, tedavileri reddeden, ilaçlarını almayan, kendilerini ailesinden ve toplumdan gizleyen bu aciz varlıklar maalesef bugün yazarken dahi kanımızın donduğu olayların baş müsebbipleri olmaya devam ediyorlar.

Bu işin Müslümanlıkla, imanla ya da imansızlıkla alakasının olup olmadığını en son olayda minicik yavrularını katleden babanın mesleğinden de anlayabiliriz.

Demek ki eğitim denilen o muhteşem kazanımın en başında okul, aile ve çevre sacayağının bir yerinde büyük hatalarımız var. Eğitimin ilk ayağı olan aile bozuk ise bu maalesef çocuğa sirayet ediyor. İkinci ayak olan çevrede eğer bozuk ise bu durum daha beter bir hal alıyor ve üçüncü ayak olan okulda bütün yük öğretmenlerin omuzlarına düşüyor. Okul bütün menfilikleri yontsa da aile ve çevreden gerekli desteği almayan/alamayan bireyler toplumda adeta bir kangren olarak yerini alıyor.     

Sevgi görmeyen insanların ileride zoraki kurdukları ailede maalesef şiddet artarak devam ederken sonucu istenmeyen cinayetlerle toplumun hafızasında menfi bir şekilde yerini alabilmektedir.

Bugün evlilik öncesinde kız veya erkek tarafı olsun hiç tanımadığı, kişiliğini bilmediği, varsa ruhsal bozukluklarını anlayamadığı, evlenmeden önce sevgilisinin olup olmadığını sezemediği sebeplerden dolayı maalesef Gümüşhane’de bile boşanma oranları normal istatistiklerin dışına çıkabilmektedir.

Bu yanlış evlilikler neticesinde en çok zararı da dünyaya gelmesi kendi elinde olmayan o minik yavrularımız çekmektedirler. En yakın çevrenize bir bakın ve yazdıklarımın ne kadar yerinde ve doğru olduğunu sizlerde göreceksiniz.

O halde bizler aile olarak, ebeveyn olarak önce aynada kendimizi, yaptıklarımızı, yapmadıklarımızı göreceğiz. Çocuklarımıza milli, manevi ve kültürel değerlerimizi en acil şekilde “ağaç yaş iken eğilir” felsefesinde öğretmeliyiz.   

Son söz bu tür hastalıklarını ve kötü alışkanlıklarını gizlediği evladını evlendirelim de belki düzelir mantığıyla hareket eden ebeveynlere diyorum ki elin masum yavruları sizin psikopat evlatlarınızı iyileştirecek psikolog ya da psikiyatri uzmanı değildir. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *