DOSTUN VEDASI !

Ramazan ayını bir önceki yazımızda yakın bir dosta benzetmiş

Ve misafir olarak hanemize gelen bu dostu nasıl karşılamamız noktasında

Düşüncelerimizi sizlerle paylaşmıştık

Zaman su misali akıp gidiyor.

Daha dün ilk teravih namazı, ilk sahur,ilk iftar derken

On bir ayın Sultanını hep birlikte uğurluyoruz

Ey Rahmet ayı, Ey Mağfiret ayı;

Kimimizden hoşnut, kimimizden ise, belki şikâyetçi olarak…

On bir aylık yola çıkıyorsun.

Seni beklemeye zamanları ve imanları olanları rahmet güneşinle ısıtmak için tekrar geleceksin. Geldiğinde belki içimizden bazılarını bulamayacaksın.

Gelirken neler getireceğini tahmin ediyoruz. Giderken neler götüreceğini ise, bilmiyoruz.

Rahmet ayı olduğun için, bundan cesaret alarak soruyoruz.

Cahil cesaretimizi bağışla ne olur.

Seni razı edebildik mi?

Bizden memnun musun?

Tuttuğumuz oruçlar, kıldığımız teravihler, okuduğumuz esmalar, getirdiğimiz salatu selamlar seni mutlu etti mi?

Ama eksik ama yarım bundan memnun musun?

Ey rahmet sultanı!

Bunları eksiğiyle kabul buyur ne olur.

Biz ahir zaman ümmetiyiz.

Eksiklerimizi hoş gör. Bunu hakkımız olmasa, hak etmiyorsak bile…

Bizden Allah’ımıza iyi bahset. “Kullarının sana selamı var. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde af olmayı ümit ediyorlar” de…

Dedik ya, bizim ki cahil cesareti…

Bunca eksik ve günah ile bunları senden istemeye cesaret ediyoruz.

Hak etmediğimiz halde bizden hoşnut ol.

Günahkâr ellerimizi semaya açıp rabbimizden senin hürmetine af diliyoruz.

Seneye yine görüşmeyi ümit ediyoruz ey dost.

Şayet görüşemez isek bağışlanmayı ve şefaatini bekliyoruz.

NOT: Okuyucularımızın mübarek Ramazan Bayramını tebrik ediyor nice bayramlara kavuşmanızı yüce mevladan niyaz ediyorum.
YORUM EKLE