KURBAN OLMAK ve İSMAİLCE YAŞAMAK

Yollar uzun, yollar ince,
Yol tükenir aşk gelince.
Yat kurban ol İsmailce,
Bıçak senden incinmesin.
Abdurrahim KARAKOÇ

Gönül coğrafyasında İbrahimleri yaşatanlar ancak anlayabilirler İsmailce teslimiyetin kutsiyetini. Ve gönlünde beslediği sevda İbrahimce olanların da kocaman olur yürekleri. Aşk İbrahimce olursa ona karşı koyabilir mi Nemrutların, Firavunların ve tüm zalimlerin zulmü ve ateşleri.

Günümüzde kurban olayını anlayamayanlar, anlamak istemeyenler akli olarak baktıkları sürece ve ancak aşk ile açıklanabilecek olan bu teslimiyeti elbette anlayamazlar. Öyle ya aşkın denizinde akıl nasıl yol alabilir ki?

Kalbi taşlaşmış olanlar, bir çiçeği kokla(ya)mayanlar, yaratılanı Yaratandan ötürü sev(e)meyenlerin kurban gerçeğini ve ibadetini anlamaları mümkün değildir. Bize ait olmayan, kültürümüzde yer almayan yılbaşında Noel dürtüsünde kesilen hindileri indira gandi edenlerin kurban ibadetinin gerekliliği ve kutsiyetini anlamalarını da beklemiyoruz haliyle.

Hayatını yukarıdaki ve aşağıdaki iki delik arasında bir trafiğe bağlayanlar Allah için kurban veren İbrahim’i ve bıçağa tam teslimiyetle boynunu uzatan, kurban olan İsmail’i anlayabilirler mi? Öyle ya kalbinde merhamet adlı bir pınarı olmayanlar İbrahim’in hayalini, sevdasını ve Rabbine olan teslimiyetini ve aşkını nasıl anlasın ki?        

Kendisine verilen ömrü kendi ukdesindeymiş gibi gayesiz, ibadetsiz, verene şükürsüz ve tamamen hor kullanarak sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi sürekli biriktirenler dünyalıklarını sıra sıra dizerlerken bütün her şeyi kendine sadece bir teşekkür karşılığında vereni yani Yüce Rabbine en sevdiğini nasıl sunabilirler ki? Bu idraki nasıl yaşayabilirler ki?

İşte bu sebepledir ki;

Kurban sadece kesilecek bir hayvan, Kurban Bayramı da toplumun çoğu tarafından kabul gören bir et festivali veya şenliği değildir. Kurban en kıymet verilenin İbrahim (A.S.) misali yüreğinden Rabbe sunulmasının ve İbrahim’in en sevdiği ciğerparesi İsmail (A.S.) misali Rabbine karşı tam teslimiyetle boyun uzatarak adanmanın yoludur.  

Yani bir nevi alışveriştir kurban. O dilerse en sevdiğinden vazgeçmektir. 15 Temmuz’da elinde silahı olmayanların iman dolu yürekleriyle tanklara, uçaklara yürümesidir, şahadetidir.

Rabbim sen beni yarattın, rızık verdin, ömür verdin ve ben karşılığında, günü geldiğinde, bana emanet verdiğini yine senin yolunda, vatan ve iman davasında, milletin selameti ve huzuru için, ülkenin ve aziz milletimizin mutlu yarınları için şeksiz, şüphesiz ve gözünü kırpmadan kurban veriyorum” diyebilmektir.  

Çanakkale’de biricik ciğerparesi Hasan’ını cepheye göndermeden önce saçlarını kınalayan Hatçe Ananın;

Yavrum, Hasanım, Kınalı Kuzum, mektubun geldi, sanki dünyalar benim oldu. Kumandanın saçındaki kınayı sormuş. Bunda bilmeyecek ne varmış ki yavrum? Bizim burada Allah için kurban seçilen koçların başını kına ile süslerler. Ben de dört kardeşin içerisinde en çok seni sevdiğim için seni Hz. İsmail’e kardeş seçtim. O da kurban edilmek istendiğinde kınalanmamış mıydı? Yavrum, kıyamet günü, mahşer yerinde, o kına senin işaretin olacak, o kalabalıkta seni kolayca bulacağım. Aha işte benim kınalı kuzum da burada deyip seni bağrına basacağım” gerçeğini bilmeyenlerin kurbanı anlamaları mümkün mü?

Ki biz inandık ve iman ettiğimiz gibi bize emanet verilen ömrün nerede ve ne şekilde tüketildiğinin sorgusu yapılacaksa; bizde işte o emanet verilen ömrü Yüce Rabbimize kurban edebilme şuuru ve izanını anlayabilme gerçeğini yaşamamız gerekmektedir.

Bu öyle bir şereftir ki; İbrahim misali ne kurban ettiğinin, ne de İsmail gibi kurban edildiğinin pişmanlığı yaşanmamalıdır. Ne uzatılan boyun, ne de o boynu kesecek olan bıçağın şairin dediği gibi;

Yat kurban ol İsmailce,
  Bıçak senden incinmesin
” şuuru ve gerçeği olmalıdır.     

Rabbim tarih boyunca aziz Türk Milletinin bekası, huzuru, selameti ve imanı için hayatlarını Cennet karşılığında Rablerine satanların, 15 Temmuz’da olduğu gibi kurban olmaya gönüllü yaklaşık 250 yiğidimizin teslimiyetlerini, hediyelerini kabul buyursun.

Rabbim o yiğitleri Hz İbrahim’e, Hz İsmail’e, Hz Muhammed (SAV) Efendimize, Hz Hamza’ya yoldaş ve arkadaş eylesin. Rabbim onlardan ebeden razı olsun.
YORUM EKLE