Bir mesaj dökülür İbrahim düşer
Allah’ın yolunda kurban gerekir
Ve boyun uzanır İsmail coşar
Allah’ın yolunda kurban gerekir
İsmail HAYAL
İsmail’ce bir duruşun, hesapsız bir teslimiyetin ve iman dolu bir yürekle kabulün kör bıçağa boyun uzatıvermenin muhasebesini havsalamızda enine boyuna düşüneduralım koca taşı iki parçaya bölen kudret ve kuvvetin emri ve emri verenin kudretiyle bıçağın İsmail’e dokunmaması ne hesaptır Yarabbi?
Ve ardından Cebrail ile bir koç süzülüverdi göklerden. İsmail ve kurban. Yaradan’a verilen İbrahim’i bir söz ve İsmail’ce bir kabul ve teslimiyet.
Hac Suresi 37. Ayette de ifade bulduğu gibi;
“Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O’na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirir ki, sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver” emrini inananlar olarak iyi idrak etmemiz gerekir.
Kurban demek atalarımızdan süregelen bir adet mi, farz mı, sünnet mi, vacip mi nedir? Kurban kesmek derin dondurucuyu doldurup kış boyu yemek midir? Tamamını yâda bir kısmını pay etmek midir? Hiç görmediğin, bilmediğin en uzak sahillerdeki Müslümanlara ulaştırabilmek midir?
Geçen yıl izlediğim ve etkisinden hala kurtulamadığım “Selam” filmi ile en uzak iklimlere uzanan öpülesi ellerin hikâyelerinde gördüğüm kurban manzarası karşısında göz pınarlarımız kurumuştu. Bir lokma ete muhtaç insanların onur ve gururu karşısında bugün ülkemizde yapılan israfların boyutu hakkında gerçek fotoğrafımızı merak ediyorum.
Göstermelik kan akıtmak, etleri ihtiyacın olmadığı halde derin donduruculara tıka basa doldurup yıl boyu yemek gerçek manada nasıl kurban ibadeti olabilir. İhtiyaç sahibi olsan da kurban kesme durumunda isen kurban etini üç parçaya bölüp dağıtman en eftalidir. Yok, ben kurban keseceğim ama ihtiyaç sahibiyim diyorsan da o zaman zaten size kurban düşmez ki.
Son yıllarda her kurum adeta moda gibiymiş gibi fakir ve garibanın etine ve kurban dersine el uzatmış durumda. Kurban eti öncelikle en yakın akraba, komşu ve gerçekten muhtaç insanların hakkıdır. Kurban derileri ise o mahalde yapılan cami, Kuran Kursu, okul, yurt ve benzeri hayır tesislerinin harcamaları için verilebilir.
Öte yandan öğrenci yurtları eğer öğrenciden barınma ve beslenme ücretini tam olarak alıyorlarsa kurban eti bağışı kabul edemezler. Eğer öğrenci parasını tam olarak verdiği yurdun yıl boyu stok ettiği kurban etinden şu yâda bu şekilde yiyorsa bu vebalde kimse kusura kalmasın ancak o yurtlarındır. Ancak Allah rızası için öğrenci okutan yurtlar ve Kuran Kursları elbette bu dediğimin dışındadır.
Rabbim bizleri ibadetlerini dosdoğru yapan, kurbanını layıkıyla kesen ve kestiği kurban etini yerli yerine emanet eden kullarından eylesin. (Amin)
Allah’ın yolunda kurban gerekir
Ve boyun uzanır İsmail coşar
Allah’ın yolunda kurban gerekir
İsmail HAYAL
İsmail’ce bir duruşun, hesapsız bir teslimiyetin ve iman dolu bir yürekle kabulün kör bıçağa boyun uzatıvermenin muhasebesini havsalamızda enine boyuna düşüneduralım koca taşı iki parçaya bölen kudret ve kuvvetin emri ve emri verenin kudretiyle bıçağın İsmail’e dokunmaması ne hesaptır Yarabbi?
Ve ardından Cebrail ile bir koç süzülüverdi göklerden. İsmail ve kurban. Yaradan’a verilen İbrahim’i bir söz ve İsmail’ce bir kabul ve teslimiyet.
Hac Suresi 37. Ayette de ifade bulduğu gibi;
“Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O’na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirir ki, sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver” emrini inananlar olarak iyi idrak etmemiz gerekir.
Kurban demek atalarımızdan süregelen bir adet mi, farz mı, sünnet mi, vacip mi nedir? Kurban kesmek derin dondurucuyu doldurup kış boyu yemek midir? Tamamını yâda bir kısmını pay etmek midir? Hiç görmediğin, bilmediğin en uzak sahillerdeki Müslümanlara ulaştırabilmek midir?
Geçen yıl izlediğim ve etkisinden hala kurtulamadığım “Selam” filmi ile en uzak iklimlere uzanan öpülesi ellerin hikâyelerinde gördüğüm kurban manzarası karşısında göz pınarlarımız kurumuştu. Bir lokma ete muhtaç insanların onur ve gururu karşısında bugün ülkemizde yapılan israfların boyutu hakkında gerçek fotoğrafımızı merak ediyorum.
Göstermelik kan akıtmak, etleri ihtiyacın olmadığı halde derin donduruculara tıka basa doldurup yıl boyu yemek gerçek manada nasıl kurban ibadeti olabilir. İhtiyaç sahibi olsan da kurban kesme durumunda isen kurban etini üç parçaya bölüp dağıtman en eftalidir. Yok, ben kurban keseceğim ama ihtiyaç sahibiyim diyorsan da o zaman zaten size kurban düşmez ki.
Son yıllarda her kurum adeta moda gibiymiş gibi fakir ve garibanın etine ve kurban dersine el uzatmış durumda. Kurban eti öncelikle en yakın akraba, komşu ve gerçekten muhtaç insanların hakkıdır. Kurban derileri ise o mahalde yapılan cami, Kuran Kursu, okul, yurt ve benzeri hayır tesislerinin harcamaları için verilebilir.
Öte yandan öğrenci yurtları eğer öğrenciden barınma ve beslenme ücretini tam olarak alıyorlarsa kurban eti bağışı kabul edemezler. Eğer öğrenci parasını tam olarak verdiği yurdun yıl boyu stok ettiği kurban etinden şu yâda bu şekilde yiyorsa bu vebalde kimse kusura kalmasın ancak o yurtlarındır. Ancak Allah rızası için öğrenci okutan yurtlar ve Kuran Kursları elbette bu dediğimin dışındadır.
Rabbim bizleri ibadetlerini dosdoğru yapan, kurbanını layıkıyla kesen ve kestiği kurban etini yerli yerine emanet eden kullarından eylesin. (Amin)