Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7088 %0.02
50,1923 %0.05
5.963,09 % 1,03

Artvin'in Üstü ALTIN' dan Daha Değerlidir

YAYINLAMA:
Hafta içi sivil toplum kuruluşları ve kişilerden oluşan 751 davacı ve 61 avukatın 8 Temmuz 2015’te''Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii’nde yapılması planlanan madencilik faaliyetlerinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu'' raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı dava görülmeye başlandı.

Doğu Karadeniz Bölgesi;florası ,faunası, eşsiz doğası, başta endemik türleri olmak üzere binlerce bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapması sebebi ile ülkemiz ve dünyamız için özel bir yere sahiptir.

Son yıllarda ülke genelinde artan madencilik faaliyetleri ile beraber ülkemizin eşsiz doğal yapıya sahip birçok yeri ağır tahribatlara uğratılmış ve uğratılmaya devam etmektedir.

Madenciliğin özelliklede altın madenciliğinin gerek cevherin çıkarılması, gerekse de işlenmesi sırasındaki süreci ve bu süreçte çevresel açıdan oluşan zararları defalarca yazdık.

Olayı biraz daha farklı bir açıdan değerlendirmek istiyorum:

Sermaye şirketleri son yıllarda bakirliği ile ön planda olan Doğu Karadeniz bölgesine gözünü dikmiş durumdadır. Kuşkusuz başta Gümüşhane olmak üzere Giresun, Ordu, Artvin, Trabzon ve Rize’de devam eden madencilik faaliyetleri ile dağlarımızı delik deşik eden hidroelektrik santraller bunun en belirgin kanıtıdır.

Yeraltı kaynaklarının ülke ekonomisine kazandırılması ''azami çevre hassasiyeti ile çalışan ve uygun yerde faaliyet gösteren işletmeler'' ile elbette gereklidir.

Fakat;

200’ü endemik, 305’i nadir olmak üzere yaklaşık 1900 bitki türü ile Antalya ve İstanbul’dan sonra, ülkemizin en zengin üçüncü ili olan Artvin’de vahşi madencilik faaliyetlerinin sürdürülmek istenmesi akıl tutulmasından öte bir şey değildir.

Kafkasör, Hatila Vadisi ve Çoruh Vadisi, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 25 karasal ekolojik bölgesinden biri olarak kabul edilmiş iken Artvin'de verilen haklı mücadeleyi sabote etmeye çalışanlara şaşırıyorum.

Artvin halkının ve onlarca çevre örgütünün verdiği haklı mücadeleyi ulusal bir gazete ;    ''Doğan, PKK ve FETÖ medyası Artvin halkını yanlış bilgilendirerek Karadeniz'den yeni bir Gezi provokasyonu dalgası oluşturulmaya çalışılıyor'' şeklinde vermesinden sonra şu soruyu sormaktan kendimi alıkoyamıyorum;

Diyelim ki dediğiniz gibi de bu çevre örgütleri ülkemizin istikbalini baltalayan dış güçlerin maşası. O vakit devletimiz bunun tespitini yapamayacak ve yasa dışı işlere bulaşan, kendini kullandırtan Sivil Toplum Kuruluşlarını lav edemeyecek kadar aciz midir?

Trabzon Valisi olan ve çok kıymet verdiğim Sayın Yücel Yavuz Beyin, Artvin'deki bu haklı mücadele ile ilgili olarak  “Benim Türkiye’de bakır üretiminin artırmanın önündeki tüm engellerin kafasını koparacağız bu kadar açık ve net” ifadesi üzerine ise kendisine şu soruyu sormaktan kendimi alıkoyamıyorum.

Sayın Valimiz konuşmasında ''Bundan önce Gümüşhane valisi olarak maden ve madenciliğin ne olduğunu bire bir yaşayan ve bu konuda oldukça bilgi sahibi olan idareci olarak diyorum ki'' şeklinde bir ifade kullandı. Acaba Gümüşhane’de Valimiz olarak görev yaptığınız sürede özellikle Karamustafa madeninde her gün çevre ihlalleri yapılırken müdahale etmediğiniz ve faaliyetlerinin durdurulması gereken işletmenin faaliyetlerine devam etmesine müsaade ettiğiniz için mi madencilik konusunda ''oldukça'' bilgi sahibi oldunuz.

Gümüşhane'de şehrin kucağındaki ikisi siyanür barajı olmak üzere üç atık barajının ne olacağı düşüncesi ile vahşi madenciliğin acısını yaşayan bir birey olarak Artvin'de haklı mücadele veren bütün kardeşlerime sesleniyorum;

Biz sizlerin verdiği mücadeleyi yıllar önce veremediğimiz için kucağımızda 3 adet atık barajı ile yaşıyor, 3 tanesinin daha yapılması için gün sayıyoruz.

Asıl provoke edilenin Artvin'in haklı davası olduğunu düşüncesi ile Gümüşhane yandı, Artvin yanmasın diyorum.

Unutulmamalıdır ki Artvin'in üstü altından daha değerlidir.

Bölgemizin başta vahşi madencilik ve hidro elektrik santraller olmak üzere çevresel tehdit içeren bütün faaliyetlerden kurtulması temennisi ile.

Sağlıcakla kalın...

Asıl Provoke Edilen Artvin'in Haklı Davasıdır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *