Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7064 %0.01
50,1936 %0.06
5.956,91 % 0,93
Bayram Eskimez, Gönüller Unutur!

Bayram Eskimez, Gönüller Unutur!

YAYINLAMA:

Bir Ramazan Bayramı daha geride kaldı. Bayramın gelişiyle içimizde bir heyecan dalgası kabarsa da eski bayramların sıcacık havasını, içimizi ısıtan coşkusunu bulmak giderek zorlaşıyor.

Çocukluğumuzun bayramları adeta bir masal gibi hatıralarımızda saklı. O günlerin şeker tadında anıları hâlâ içimizde capcanlı duruyor. Günler hızla akıp giderken, bayramların eski neşesi ve sıcaklığı üzerine düşünmeden edemiyor insan. Sizi bilmem ama gönlümde, “Nerede o eski bayramlar?” diye içli bir esinti esmedi değil.

Zaman tünelinde geriye gidip çocukluk veya gençlik yıllarımızın bayram sabahlarını hatırlıyor musunuz? Gün doğmadan uyanılır, en güzel kıyafetler özenle giyilir, anneler mis gibi kokan baklavaları, dolmaları, sarmaları hazırlardı. Bayram namazından dönen büyüklerin yüzünde huzur olurdu. Kapılar ardına kadar açık, evler bayram misafirleriyle dolup taşardı.

Çocuklar, ellerinde mendillere sarılmış bayram harçlıklarıyla sokaklarda neşeyle koştururken, büyükler sedirlere oturup eski bayramları anlatırdı. Hele annemin elimden tutup Dörtkonak Köyü'nde, Sallahlı Mahallesi'nde dede ve ninemle bayramlaşmaya gittiğimiz günler… Gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiyor.

Şimdi daha iyi anlıyorum… O günler, bayramın sadece bir tatil olmadığını; bir ruh, bir birlik, bir dayanışma, bir kavuşma zamanı olduğunu bize öğretmişti.

Bugün o bayramların izini sürmek zor… Artık bayramlar sadece bir tatil fırsatı gibi görülüyor. Bayram sabahlarında evlerimiz eskisi kadar şenlenmiyor. Ancak bu bayram bizim için farklıydı. İlk kez torun sevgisiyle çifte bayram sevinci yaşadık hanemizde.

Ama asıl anlatmak istediğim şu: Çocukların şeker toplamak için kapı kapı gezdiği zamanlar, yerini sessiz apartman koridorlarına bıraktı. Köylerde, mahallelerde herkesin birbirine misafir olduğu o günlerden, yan dairede oturan komşunun bile kapısını çalmaktan çekindiğimiz günlere geldik.

Oysa bayramın anlamı, birbirimize bayram yaşatmakla ortaya çıkar. Bayramın ne olduğunu, ne için var olduğunu unuttukça, inanıyorum ki içi boşalmış birkaç tatil gününe dönüşüyor. O eski bayramları bu kadar özlüyorsak, belki de oturup kendimize şu soruyu sormalıyız:

"Bu bayramda kime bir bayram yaşattım?"

Çünkü bayram, birinin gönlüne dokunduğumuzda, yüzlerde bir tebessüm oluşturduğumuzda bayramdır.

Bir yetimin başını okşadık mı? Bir büyüğün elini öptük mü? Küs olduğumuz biriyle barıştık mı? Bir öğrencinin derdine derman olabildik mi? Bayram, ancak paylaştıkça bayram olur. Bir telefonla, bir ziyaretle, içten bir tebessümle bile olsa birinin yüreğine dokunabiliyorsak, işte o zaman bayramı hakkıyla yaşamışız demektir.

Bayramları kaybetmiyoruz aslında… Biz bayramları yaşatmayı bırakıyoruz. Eğer eski bayramları geri istiyorsak, bizden öncekilerin o bayramları nasıl yaşattığını hatırlamalı ve bayramı gerçekten bayram gibi kutlamalıyız. Çünkü bayram eskimez, sadece gönüller unutursa anlamını yitirir.

Eski bayramları özlüyoruz, evet… Ama bayramları güzel kılan, insanların içindeki sevgiydi. Eğer bu sevgiyi kaybedersek, hiçbir bayram eski bayramlar gibi olmayacak. O yüzden bugün, bir telefon açarak, bir ziyaret gerçekleştirerek, bir yetimin başını okşayarak, bir büyüğün elini öperek, bir komşunun kapısını çalarak bu bayramı gerçek bir bayrama çevirebiliriz.

Unutmayalım ki bayram eskimez, gönüller unutur… Gönülleri bayram yerine çevirenler, en güzel bayramı yaşar.

Öyleyse geçmişe sadece özlemle bakmak yerine, "Bugün birine bayram yaşatmak için ne yaptım?" diye düşünelim. Ve belki de bu bayram, eski bayramların ruhunu biraz olsun geri getirelim.

Gönüllerin bayram olduğu nice bayramlara…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *