Eğitimci - Yazar
MARİFET İLTİFATA TABİDİR
YAYINLAMA:
“Marifet iltifata tabidir” derler ya biz hiçbir eserimizin karşılığında hiçbir şey istemedik. Sadece bir küçük başarı belgesi yahut bir plaket bizleri bu konularda teşvik edecekti. Eski valilerimizden Sayın Enver Salihoğlu elinden kültür ödülü (plaket) ve Sayın Yusuf Mayda’nın her platformda bilhassa Köyüm Demirören, Fıkralarla Gümüşhane, Şairler Antolojisi ve Gümüş Portreler kitaplarımıza ve şahsımıza yaptıkları iltifatları bizim için bir teşvik vesilesi oluyordu.
Eserimizden Gümüşhane Üniversitesi, Kültür Bakanlığı, İl Kültür Müdürlüğü, Gümüşhane Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, birçok web sitesi, gazeteler ve yazarlar tarafından kaynak gösterilerek alıntı yapılması bizlerin doğru ve güzel işlere imza attığımızın göstergesi olsa gerek.
Gümüşhane’de bu alanda bir elin parmağını geçmeyen sayıdaki yazarlarımızın birlikte hareket etmesi, güçlerini birleştirmesi ve şehrin ihtiyacı olan alanlarda ve de en önemlisi belli bir standartta eserlerin yazılması elzem derecede şarttır.
Dün söyledim ve yazdım ve bugün yine altını çizerek ifade etmek istiyorum ki; tamamen ranta bağlı olarak taklit eserlerin yazılması ne yazarına ne de bu şehrin kültürel yapısına hiçbir katkı vermeyecektir. Büyüklerimizin bu bağlamda şehrin ihtiyacı olan alanları tespit etmesi, kaynak göstermesi ve yol göstermesi gerekmektedir.
Gümüşhane’de kültürel değer adına yazılan eserlerin ve yazarlarının Ankara ve İstanbul başta olmak üzere diğer illerde düzenlenen Gümüşhane Günlerine götürülmesi, eserlerinin stantlarda sergilenerek imza günleri yapılması için katkı beklemektedir.
Geçenlerde Bayburt Üniversitesi Rektör Başdanışmanı hemşerimiz Prof Dr Necmettin Tozlu üniversite yayınlarından birçok kitap gönderdi bana. İnanın ağzım açık kaldı. Ve Gümüşhane Üniversitesi’nin çıkardığı 40 Gümüşhaneli Portre ve Swot Analizi adlı kitapları düşündükçe kimse üzerine alınmasın ama bizim Bayburt’tan çok ama çok geride olduğumuz da aşikardır.
Evet, “marifet iltifata tabidir” demiş atalarımız. Bizler bırakın iltifatı çıkardığımız eserlerden dolayı bir kuru teşekküre dahi muhtaç durumdayız. Bu belki de önüne gelenin kitap (!) yazdığını sanmasından da kaynaklanabilir. İşte bu nedenle tekraren diyorum ki kitap yazmak isteyenler bir değil birkaç kere düşünsünler. Benimde arkamda bir eserim olsun diyerek çıkarılan kitaplar (!) inanın çöp olmaktan başka bir şeye yaramıyor.
Öte taraftan birçok hemşerimiz şiir zannettiği karalamaları şiir kitabı yapması ve bunu kapı kapı dolaşarak satması ve bir diğerinin çıkardığı reklamlarla dolu ve sadece para kazanma amacıyla yaptığı ucubeyi silah zoruyla ödemeli olarak karşı tarafa kolilerle izinsiz olarak göndermesi bizim kimliğimize yakışır hareketler değil.
Kardeşim biri size silah mı doğrultuyor kitap yapın diye? Kitap yapmanın zorluğunu, çıkarılan eserlerin pazarlanmasını ve değer görüp görmeyeceğinin analizini yapmak istiyorsanız bu şehrin en çok üreten yazarı Adnan Güngör Üçüncüoğlu’nun yanına varın ve ona sorun diyorum.
Yazdığınız kitap, yaptığınız tablo, bestelediğiniz şiir, yaptığınız müzik, organize ettiğiniz tiyatro, resmettiğiniz logo veya herhangi bir eserin bu şehre bir faydası varsa iltifat göreceğinize inancımı yenilemek isterim. Yoksa yaptıklarınız bir çöp olmanın dışında hiçbir değer ifade etmeyecektir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *