Pazar Hesaplaşması

Pazar sabahları haftanın diğer sabahları gibi uyanıp pencereden dışarıya bakmadan önce biten haftanın kritiğini yaparım kafamda. Tatili hak etmiş miyim ona bakarım. Teraziyi önüme koyar, ağır gelen hatalar mı başarılar mı ona bakarım. Bir hafta bir ömür için oldukça uzun bir zaman.

Kendime ve çevreme bir şeyler katabilmiş miyim, zamanı harcamış mıyım bunu sorgularım.  İlişkilerimi sorgularım. Haklı ya da haksız olayım, bir kavganın içinde yer almışsam ilk önce kendime kızarım. Hiç kimseyle hesaplaşmam ben hiçbir durumda. İnsan bu beşer, terazisi şaşar. Hiçbir şeyden korkmadığım kadar kalp kırmaktan ve insanları yanlış yargılamaktan korkarım. Çünkü bazen görünenin başka bir yüzü olduğunu ve yargılayanın bunu göremeyebileceğini tecrübe ettim. Bu yüzden ben iğneyi de çuvaldızı da kendime batırır hesap sorma işini ise Allaha bırakır, yoluma bakarım.

Minimum hata ve pişmanlıkla bitirmişsem bir haftayı ne ala ama bir de rahat değilse vicdanım Pazar kahvesi pişirmem kendime, kahvaltıda patates kızartması istemez canım.

Bu Pazar sabahı diğerlerinden faklı oldu. Bir haftadan birazcık daha geriye gittim. Gözümü açtığımda yeğenim çekmecemi boşaltmış kendine oynayacak bir şeyler arıyordu. Kızdım önce, sonra döktüklerini toplamaya başladım, söylene söylene eşyaları çekmeceye koyarken 2014 ajandam elime geldi, günlüğüm yani. Bir yılın kritiğini yapmak için yeterince uykumu almadığımı düşündüm ve ajandayı yerine koydum. Elimi yüzümü yıkadım ama aklım ajandada kaldı. O ajandada hesabı yanlış kesilmiş bir Pazar olabilir miydi? Gittim tek tek okumaya başladım, kısa kısa notların bulunduğu sayfaları. Okudukça şaşırdım. Şaşırdıkça diğer ajandalarımı da okudum. Şaşırdığım şey her yirmi otuz sayfada bir aynı notu yazmış olmamdı. O notu son olarak 2015 ajandamın 4 Şubat tarihli sayfasına düşmüşüm ve sonra bir daha ajandaya hiçbir şey not almamışım. İsabet olmuş. Olaylara aynı bakış açısıyla bakıp farklı sonuçlar görmeyi beklemem akılcı değil.

Geçtiğimiz bir haftayı diğer Pazarlardan farklı olarak yeni bakış açımla değerlendirdim. İğneyi kendime batırdım ama çuvaldıza dokunmadım mesela. Çünkü aynı notu bir kez daha ajandamın herhangi bir sayfasına yazmamakta kararlıyım.

Pazar kahvemi içmeden önce ajandamın 03.05.2015 Pazar tarihli sayfasını açtım ve yeni bir not yazdım:

“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
 Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
 Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar;
 Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
M. Akif Ersoy
YORUM EKLE