Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7052 %0.02
50,2084 %0.09
5.959,76 % 0,97
SAVAŞ VE ÇOCUK

SAVAŞ VE ÇOCUK

YAYINLAMA:
“Müslüman elinden dilinden herkesin güvende olduğu kimsedir”
Hadis-i Şerif



Suriye'de bombardıman sonucu yaralanan yaşı 12'yi geçmemiş olan Suriyeli kızın kendisini tedavi etmek isteyen ve pijamasından küçük bir kesik çizen doktora gözyaşları ile yalvararak söylediği;

Amca ne olur pijamamı kesme, onu yeni aldım” sözleri karşısında eğer yüreğimiz dağlanmıyor ve gözlerimizden kanlı yaş gelmiyorsa bizlerin bırakın Müslümanlığını insan olduğumuzdan dahi şüphe eder hale geleceğiz.

Bu acı görüntü ve dünyanın dört bir yanında göremediğimiz yüzlerce çocuk var büyüklerin günahlarını çeken. Tarihte yerle yeksan olan Nemrut ve Firavunların yerlerine göz koyan zalimler var kendi halkına zulmeden. Nemrut ve Firavunların ibretlik akıbetlerini bile bile kan içmeye doymayan zamanımızın iblislerinin elbette ahirleri de berbat olacaktır. Bundan asla şüphemiz olmamıştır.

Evin bozulan televizyonu için gelen tamirci televizyonun arka kapağını söktüğünde televizyonun arkasında biriken ekmek kırıntıları karşısında şaşkınlığı ve olayın kahramanı olan evin henüz dört yaşındaki kızının;

Baba televizyonda karnı aç olan çocukları gördüğümde üzülmüş ve karınlarını doyursunlar diye oraya ekmek atmıştım” güzel itirafı sonrasında çocuklarımız kadar bu işin şuurunda olma derdimiz olması gerekir öyle değil mi?

Dünyanın herhangi bir yerinde Cehennem zebaniliğine soyunan baronların iştahası uğruna yapılan savaşların en çok etkilediği mazlumlar ve çocuklar olmaktadır. Gözyaşlarının rengi yoktur öyle değil mi? Hepimiz aynı renkle ağlarız. Bosna’da, Filistin’de, Myanmar’da, Mısır’da, Suriye’de, Kırım’da, Türkistan’da dünyanın en ücra köşesinde dini, ırkı, mezhebi, rengi ne olursa olsun hangi mazlumun kanı akıtılıyorsa o kanlı gözyaşları o zalimleri boğacaktır.  

Ve bizler. Sözüm ona inananlar. Konuştuğunda mangalda kül bırakmayanlar. Sözde barış müdavimleri. Bu iğrenç tablo karşısında söyle hangi taraftasın sen? Dünyanın dört bir yanında Türk İslam coğrafyasını kasıp kavuran cehennem karşısında sen hangi durumdasın? Bu insanlık ayıbı karşısında tüylerin diken diken olmuyorsa, elinden ve dilinden gücün müddetince engel olmuyorsan yâda kalbinden buğz etmiyorsan bir iç muhasebesinin zamanı gelmedi mi dersiniz?

Çocukların başlarının koparılıp gözü yaşlı annelerin kucaklarına atıldığı bir manzara karşısında tabiri caizse üç maymunu oynayan sözde çağdaş dünya insanları neredesiniz? Hayvanlardan daha aşağı bir duruma dönüştüğünüzün farkında değil misiniz?

Ağlayın masumlar, ağlayın çocuklar. Gözyaşlarınız deryaya dönüşecek ve tüm zalimleri boğacak. Sizin kalplerinizi en iyi bilen O’dur. Sizin o minik ve masum dualarınız henüz dudaklarınızdan dökülmeden O’na ulaşacağının farkında olun.

Rabbim! Bizler sevgili habibin Efendimiz’in (SAV) Hendek Savaşı’nın olduğu günde yaptığı duası ile ellerimizi sana yöneltiyoruz ve diyoruz ki;

“Kitabı indiren, bulutları yürüten, hesapları çarçabuk gören, orduları bozguna uğratan Allah’ım! Onları da bozguna uğrat ve darmadağın et."
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *