ŞEHİRLER VE ÜNİVERSİTELER

Kuruluşundan bu yana hızla gelişen Gümüşhane Üniversitesini en yetkili ağızdan dinleme fırsatı bulunca bu kuruluşumuz hakkındaki bilgileri ve kanaatlerimizi halkımızla paylaşmak bizim için kaçınılmaz bir görev oldu. İletişim fakültesi tarafından organize edilen bir programda, ilimizdeki basın mensuplarının ve köşe yazarlarının davet edildiği bir kahvaltıda Üniversite Rektörü, hem üniversiteyi tanıttı, hem de sorulan soruları içtenlikle cevaplandırdı. Konu bu haliyle basında halkla paylaşıldı ancak bizlerde gözlemlerimizi ve ayrıntıları paylaşmadan geçmeyelim.

İlk önce belirtelim: Gümüşhane Üniversitesi, şehrin toplam nüfusunun dörtte biri kadar öğrenci barındırıyor. Bu rakam fevkalade bir potansiyel. En dikkat çeken tarafı ise öğretim görevlilerinin ve akademisyenlerin sayısı Gümüşhane merkezde görev yapan ilk ve orta öğretimdeki öğretmen sayısına eşit. Bu sayıyı duyunca üniversitenin gerçek potansiyeli ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde uluslararası düzeyde 80 bilimsel makale ve 200 bilimsel bildiriye imza atmışlar. Fiziksel mekan açısından onlarca yeni mekan yapılmış, çevre peyzaj mimarisi estetik açıdan başarılı bir görüntüye kavuşturulmuş. Öğrencilerin kullanacağı sosyal ve spor alanları imkanlar ölçüsünde karşılanmış. Bunların yanında akademisyenlerin ve öğretim elemanlarının lojman ihtiyacının tamamen karşılanamaması yönetim açısından çözülmesi gereken sorunların başında yer alıyor.

Şehirlerin gelişiminde önemli bir yere sahip üniversiteleri doğru okumak ve anlamak gerekir. Onların kuruluş amacını doğru okumadan çıktılarını doğru değerlendiremeyiz. Onları okumak iki türlü olmalıdır; birincisi: Fiziki görüntüleri ile cazibe merkezi olabiliyorlar mı? İkincisi: Ürünleri yada çıktıları toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak kalitede mi ve alıcısı var mı? Birinci değerlendirme yalnızca maddi kaynaklarla sağlanabilir ancak ikinci değerlendirmede başarılı sonuçlar alınabilmesi için hem maddi destek gereklidir hem de bilimsel zeka rasyonel kullanılmalıdır ki,  farklı ve istenilen ürün ortaya çıksın ve o üniversiteye olan talep artsın yani markalaşsın. Buradan da anlaşılacağı üzere fiziksel mekanların iyileştirilmesi üniversitelere olan talebin artmasında tek başına yeterli değildir. Böyle olmakla birlikte büyük üniversitelerin 40- 50 yılda ancak kazandıkları “ iyi üniversite” unvanını bir iki yılda da kazanmak mümkün değildir. Sabırlı olunmalı ve doğru adımlar atılmalıdır.

Toplantıda gündeme geldiği üzere üniversitedeki öğrenci sayısının fazla oluşu ilimizin ekonomisine direkt etki etse dahi üniversite asıl etkisini şehrin sosyal ekonomik ve kültürel alandaki dinamiklerini harekete geçirmede yol göstermede öncü ve yönlendirici olmada gösterecektir. Maden şehri olarak anılmaya başlayan ilimize, Jeoloji Mühendisliğinin bilimsel tezleri ve incelemeleri,  organik tarımın yaygınlaştırılmasında bu alanda eğitim veren Kelkit ve Şiran meslek yüksekokulu tezleri ve incelemeleri, kültürel alanda ilimizin tanıtılmasında iletişim fakültesinin bilimsel tez ve incelemeleri ve benzer çalışmalar toplumun bu alanlardaki bilgi ve anlayışını değiştirecek ve kalkınma asıl o zaman olacaktır.

Üniversitemizin gelişmesinde ve bugünkü duruma gelmesinde emeği geçenleri Gümüşhane halkı adına kutlarız. Bununla birlikte üniversite kadar hatta daha fazla olarak ilk ve orta öğretiminde önemli olduğunun toplum tarafından birlikte değerlendirilmesinin gerekliliğini vurgulamak isterim. Zira ne zaman üniversite sözü açılsa söz Fevzipaşa İlköğretim Okuluna gelmekte ve bu okulumuzla ilgili değişik tasarruflar konuşulmaktadır. Gümüşhane’nin en hızlı nüfusunun arttığı semt olan üniversite bölgesindeki bu okulumuzda okuyan öğrencilerimizi ve velilerini unutmayalım. Özellikle unutmayalım ki temel eğitimi olmayan ilin üniversitesi tek başına gelişmez. Bu konuda bizlerin (Milli Eğitim Müdürlüğünün) hassasiyetini göz ardı etmediklerini belirten ve bizlere misafirliğimiz süresince gösterdiği yakın ilgiden dolayı üniversite rektörüne ve ekibine teşekkürlerimizi arz eder nice başarılar dileriz. 
YORUM EKLE