SEN DE BAŞARABİLİRSİN

“Eğer yürüdüğünüz yolda hiçbir engel yoksa o yol sizi hiçbir yere götürmez…”
Bernard SHAW

Soyadımdan kalmış olmalı ki hayal kurmayı seven, hayal kurmaktan ziyade o hali gerçekleştirmenin peşinde koşan biri olmuşumdur. Yetmişli yılların ortasında bir kırık sepetin altına girerek iki eşini ve altı çocuğunu Allah’ın kuluna muhtaç etmeden okutan Hamal Hoca Ahmet ile, henüz altı yaşında geçirdiği ateşli hastalık sonrası işitme ve konuşma engelli, el kapılarında temizlik yapan Halime Sultan’ın oğluyum ben.

Annemin siyah çarşaftan diktiği önlük, bir beyaz yakalık ve bezden bir çantayı omzuma attığımda sene 77 idi. Ablam Fadime elimden tutarak Trabzon Maşatlık’ta Üniversite İlkokulu’nun kapısından girdiğimde heyecandan ayaklarım titriyordu. Okullar açılalı iki ay olmuştu ve birinci sınıf öğretmenim Yunus Şişman beni almak istemiyordu. Ben haliyle salya sümük ağlamaya başladım. Mekânı Cennet olsun boyu küçük ama yüreği kocaman olan Okul Müdürü Osman Nuri Tonyalı Yunus Şişman’a dönerek;

“Ben bu çocuğa kefilim. Onu sen okutacaksın” dedikten sonra en arka sırada yalnız başına bir yer buldum. Ayağımda cızlavut lastikleri, üstümde anamın diktiği önlük, bez çantamda silgi ile temizlediğim abimin eski defteri ve küçücük bir kalem. Cüzzamlıymışım gibi kimse yüzüme bakmıyor, öğretmen ise yanıma dahi uğramıyordu. Yandakilerden ve tahtada yazılanlardan bakarak çizgileri, fişleri defterime nakşetmeye başladım.

Günler günleri kovalıyor ben herkesten önce okumaya geçmiştim ancak bir fırsatı bulup ta bunu ifade edemiyordum. Aynı zamanda resme karşı aşırı meraklıydım. Gördüğümü, görmediğimi hayal ederek resmediyordum. Ve o gün nasıl olduysa Yunus öğretmenim bir ara yan gözüyle resim defterime baktı. Sıranın üstünden resim defterimi alarak masasına geçti. Biraz sonra tüm defterleri alarak yanına gelmemi söyledi. İnceledi, inceledi ve okuma kitabından karışık olarak rastgele okumamı söyledi. Ben de her gösterdiği yeri okuyor, okudukça öğretmenimin yüzünde ki pişmanlığın yanı sıra ince bir gururu görebiliyordum.

Sınıfa dönerek;

“Bakın! İsmail arkadaşınız geldiğinden beri ben onun yanına varmadım, onunla hiç ilgilenmedim, bir tek soru bile sormadım, tahtaya da kaldırmadım. Ama görüyorum ki herkesten önce okumaya geçmiş ve üstelik çok güzel de resim yapıyor. Ben onu tebrik ediyorum” dedi. Beni alkışlattıktan sonra oturdu ve pencereden Boztepe’ye doğru bakarak gözünden birkaç damla yaş döküldüğünü gördüm.

Üçüncü sınıfta soyadını hatırlayamadığım Ayşe öğretmenim, dörtte Gümüşhaneli Alpaslan Bağbancı ve beşinci sınıfta Arsinli İsmail Kılıç ile ilkokuldan 1981 yılında mezun oldum. Bayburtlu Ayhan Topçu (Mühendis), Kelkitli Ayhan Kınay (Usta), Gümüşhane Köstereli Gülşen Sözen (Hafız), Muşlu Erdoğan (İşçi), Mustafa Öztürk (İşçi), Neşe, Nafiz, Sebahattin, Ahmet, Yomralı Ömer Ayyıldız (İşçi), Arsinli Emine Gürsoy (Kimya Öğretmeni), Arsinli Ahmet Küçük (Esnaf), Kelkitli Murat Öztürk (Esnaf), Yavuz Teke, Gümüşhaneli Gülten ve Ayten, Zehra Öksüz ile ilk üç sınıfı okudum. Dörtte ayrıldık ve Gümüşhaneli Özcan Ayvaz, Emrullah, Kelkitli Cafer Delioğlu (Fransa), Türkay Çebi, Gümüşhane Köseli Ömer Doğan, Yomralı Osman Karslı (İmam), Fevzi, Erol Alemdağ (Polis), Okan, Fatma Bulut, Fatma, Nadire Aslan, Arzu, Zehra Öksüz Demir, Gülşen Sözen, Fatma Başkan ve Emine Gürsoy ile dört be beşinci sınıfı bitirdik.

Yanı başımızdaki Atatürk Ortaokulu’na kaydoldum. Sanıyorum ki yabancı dil torbası iki, üç bölme olmalı ki biz garibanlara hep Fransızca çıkıyordu. Okul Müdürü Yaşar Asanoğlu, Müdür Yardımcıları Cihan Sönmez, Aydın Yılmaz vardı. Fransızca Öğretmenimiz Ali İhsan Dervişoğlu, Türkçe öğretmeni Sebahat Şişman, kardeşi Gümüşhane gelini Melahat Tüzüner Sosyal Bilgiler, Yahya Markal Matematik, Beden Eğitiminde Şamil Güner ve Tahsin Ayhan, Tarih Cevdet Arslantürk, Din Kültürü öğretmenimiz Tokatlı Ali Konuk’tu. Bu dönemden hatırladığım isimler İsmail öğretmenimin kızı Hülya Kılıç, Gümüşhaneli Reyhane Baylan, Arsinli İlhan Kayıkçı, Necmi Keskinoğlu, Tamer İpekçi, Gökmen Uzun, Fatma Yılmaz ve Fatmanur Balta’yı hatırlıyorum.

Ortaokulda üç takdir ve üç teşekkürle başarılı bir okul hayatım oldu. Sebahat Şişman’ın sayesinde yazarlığa ve şiir yazmaya sevdalandım. Şiir, kompozisyon ve bilhassa resim dallarında ödüllere ambargo koydum. Trabzon Limanını suluboya çalışmam okulun en üst koridorunda ben mezun olana kadar asılı duruyordu.

Ve sonrasında çaresizlik, ilgisizlik ve bilgisizlik yüzünden yanlış bir tercih Trabzon Endüstri Meslek Lisesi Motor Bölümü’nde girdiğimde sene 1984 idi. Yanlış okul, günlük on saat ders, üç gün ful atölye dersleri ile tepetaklak yuvarlanmaya başladım. Ki okulun ilk gününde atölye dersinde daha gözlerim açılmadan karpit kazanı musluğunu kapatmam yüzünden İsmail Beşir denen zalim öğretmenden yarım saat temiz dayak yedim. İlk dönem bittiğinde hayatımda görmediğim birlerin sayısı tam yedi taneydi. Bölüm şefi Hüseyin Avni Tekin beni tüm okulun önüne çıkararak en ağır hakaretlerini saydırdığında yüzümü yerden kaldıramıyordum. Ara dönemde öylesine hırslandım ve gurur yaptım ki birinci sınıfın sonunda yedi dersi de kurtarmıştım. Aynı şef beni bu sefer bölüm önüne çıkardığında başımı okşuyor ve beni örnek gösteriyordu.

O yılın en iyi olan şeyi Trabzonspor’un şampiyonluğu idi sanırım. Sonrasında çile ile dolu üç koca yıl ve tamamen perte çıkan bir İsmail Hayal.     Meslek Lisesi mezunu olunca üniversite zor. Dershane takviyesiyle Gazi Üniversitesi ve besbeter bir dört yıl sonunda 1994 yılında Kars’ın Kağızman İlçesi Aydınkavak Köyü İlkokulu Öğretmeni olarak hayata tutundum.

Ve bugün mesleğinin otuzuncu yılına Başöğretmen olarak bizleri ulaştıran Rabbim’e şükrediyorum. Bu otuz yıl içinde vatana ve milletine sadık, değerleri ile teçhizatlı, içinde doktor, mühendis, psikolog, öğretmen, sanatçı, işçi ve memur olan adam gibi adam yüzlerce öğrenci yetiştirdim. Bu arada 26 kitap ve Bölüm Yazarlığı,  binin üzerinde köşe yazısı, 500 sayı kültür sanat sayfası Hayal Dükkânı, Şiir, anı, öykü, resim ve karikatür alanında sayısız ödüller. 

Şimdi onca imkân içinde benden bir şey olmaz, okumama gerek yok diyenlere bu hayatımın bir kesiti olan satırları okumalarını tavsiye ediyorum. Evet, hayalleri olmalı insanın değil mi? Hayatın önümüze ne gibi fırsatlar sunacağını asla bilemeyiz. O halde sen kendini küçük görmeyeceksin, hayal kuracaksın, o hayale inanacaksın ve zorlu, dikenli ve meşakkatli o yolda asla pes etmeden yürüyeceksin. Unutma ki Bernard Shaw’ın dediği gibi;

“Eğer yürüdüğünüz yolda hiçbir engel yoksa o yol sizi hiçbir yere götürmez…”

YORUM EKLE
YORUMLAR
Selahattin Alp ALTAY
Selahattin Alp ALTAY - 9 ay Önce

GÜMÜŞHANELİNİN YOLLARI HER ZAMAN ENGELLERLE DOLMUŞTUR ...
Aslında bu sayfaları eskiden daha çok okurdum ama okudukça memleketimin kendi internet sayfasına olan ilgisizliğini görünce soğuyor ve bırakıyordum. Sonra dönüp dolaşıp yine memleketimin bu sayfalarına geliyordum çünkü bütün dert eski Gümüşhane’yi arayıp bulmak ama nafile. Yeniden okuyorum bu sayfaları, hakikaten sürükleyici ve okunması gereken yazıların varlığını görüyorum. Peki okuyan var mı ya da beklendiği kadar okunuyor mu, yine nafile. Tabii bu yazarların devamı gelecek mi diye de ciddi bir sorunumuz var. Sanmıyorum bazılarının yerleri dolmaz çünkü bunlar Allah vergisi özellikler.. Sorun dedim de bu arada o yıllarda sorun kelimesini kullanmaya çekinirdik, anlarsınız ya, Nereden nereye.. Geçmişin acısını belki de en çok canım Gümüşhane’m çekmiştir.. Kızacaksınız ama bu gerçek hep aynı, sahipsiz Gümüşhane’m.. Yani konuyu nereye getireceğim, sonuçta Gümüşhaneli genellikle tek başına kalmıştır ve yürüdüğü yollar en büyük engellerle dolmuştur. Bazen diyorum Bernard Shaw bu sözü acep bizim için mi söyledi.. Tabii bizimkiler sonuçta hep kendini kendi kurtarmıştır.. İşte tıpkı İsmail Hayal’im gibi. Ama Gümüşhaneli elbette adamdır bu ayrı... Meğer “ Hayatta en büyük mucize küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır” sözü ne kadar doğruymuş ve bu hikayede bunu çok net görüyoruz.

Bu harika yazıya atıfta bulunacak nice hikayelerimiz vardır elbet lakin okuyanları yormayalım zaten sayıları az.. Canım Gümüşhane’min yazarlarını daha yakından takip edip güç vermesini dilerken sevgili Mustafa Canlı’mızı burada da rahmetle bir kez daha anmadan geçemeyeceğim. Allah yollarını açık eylesin sevgili İsmail hocam, Selahattin..

İsmail HAYAL
İsmail HAYAL @Selahattin Alp ALTAY - 9 ay Önce

Selahattin Alp Altay gibi okurlarımızı gördükçe emeklerimizin zay'olmadığını anlıyor ve mutlu oluyoruz. O kadar güzel ifade ettiniz ki iyi bir öğretmen bizi yoğuran sanatkar misali önümüzü şekillendirir. Benim hayatımı iyi yönde yönlendiren İsmail Kılıç, kötü yönde mahveden İsmail Beşir. Bu güzel yorumunuzdan dolayı size çok teşekkür ediyorum değerli hemşerim.

Kerem Şahin
Kerem Şahin - 9 ay Önce

İsmail Hocam, yüreğine sağlık. İsmail Beşir hocaya eski yazılarında da bir kaç kez yer vermiştin. Maalesef dayak atmayı övünülecek bir şey sayan hocalar vardı. İsmail Beşir de bunlardan birisiydi. Emekli olana kadar aynı şekilde devam etti

BAKİ TURAN TUNCEL
BAKİ TURAN TUNCEL - 9 ay Önce

Değerli hocam yazılarınız zevkle takip ediyorum.İyiki varsınız,Allah yolunuz açık etsin.

İsmail HAYAL
İsmail HAYAL @BAKİ TURAN TUNCEL - 9 ay Önce

Teşekkürler değerli üstadım. Sizler okudukça bizler yazmaya mecburuz. Saygılarımla.

yusuf sadık  eğitimci-yazar gazeteci
yusuf sadık eğitimci-yazar gazeteci - 9 ay Önce

İsmail hayal.
Güzel özetledin .
sen trabzon gibi sevahil bir memlekette okudun. Bişz köy şocuklarıda 1950 m. rakımlı Erzurum pulur ilköğretmen okulunda -35 derecede okuduki geceleri ayaklarımız donmasın diye karanlıkta yatakhanede halay çekerdik.
Soğuk bir aralık ayında Nöb. Öğretmenimiz marangoz öğretmeni Şefik kalkan dan sabah sabah iki şamar yedimki(12 Yaşımda) ayazda zannettimki yüzüme jilet atıldı. yaaaaa . rahmetli anacığım yanımda olsaydı hocamizi bir panter gi,bi tarumar ederdi.

İsmail HAYAL
İsmail HAYAL @yusuf sadık eğitimci-yazar gazeteci - 9 ay Önce

Gümüşhaneli her çocuğun hikayesi benzer üstadım. Bizim itici gücümüz yoksulluğumuz idi.

kenan okumuş süleymaniyee
kenan okumuş süleymaniyee - 9 ay Önce

hocam yazmaya devam ....

İsmail HAYAL
İsmail HAYAL @kenan okumuş süleymaniyee - 9 ay Önce

Her türlü mobbinge rağmen yazmaya, üretmeye devam. Sizin gibi değerli hemşerilerim okudukça biz yazarız Rabbim'in verdiği müddet dahilinde....