TABLET Mİ YOKSA ÖĞRETMEN Mİ?

Eğitimdeki başarıyı ne etkilemektedir?

Tablet mi yoksa öğretmen mi?

Akıllı tahta mı yoksa nitelikli öğretmen mi?

Bu soruların cevabını baştan verelim.

Eğitim ve öğretimdeki başarıyı öğretmen etkilemektedir.

Aynı şekilde başarısızlık da yine öğretmenin eseridir.

PİSA Direktörü Schleicer de :  “Öğretmen ne kadar iyiyse eğitim de o kadar iyi olur,”  diyor. (1)

Bu demek ki başarılı öğretmenlerin başarılı öğrencileri olur.

TABLETLERİN DURUMU

Hollanda’nın Erasmus ve Amsterdam üniversiteleri tabletler konusunda iki ayrı araştırma yaptılar. Bu araştırmanın sonuçları çok çarpıcı.  Uzun süre tablet kullanan çocuklarda miyop yani uzağı görememe hastalığı olduğunu tesbit ettiler. Bu da çok küçük yaşlarda çocukların gözlük kullanma zorunluluğunu getiriyor.

Tabletler beklenen sonucu vermedi diyor, Amsterdam üniversitesi. Tablet bir mucize araç değildir. Okullar tabletleri ders kitaplarının yanında yardımcı ders aracı olarak kullanabilirler. Çünkü eğitim ve öğretimde öğretmen ve öğrencinin karşılıklı iletişiminin yerini hiç bir araç tutamaz. (2)

Öğrenci anlamadığı bir konuyu, bir soruyu öğretmenine sorma imkânı bulmalıdır. Bu da ancak öğretmen-öğrenci karşılıklı iletişimine bağlıdır.

Tabletler öğrenmeyi zevkli hale getirse de çocuklarımızın dikkatlerini ders dışı konularla oyalamada, zamanlarını çalmada birincidirler. 

VELİ DE EĞİTİMDE ETKİLİ GÜÇTÜR

Veli, çocuğun ilk eğitimcisidir. Çocuğa yürümeyi, konuşmayı, yemek yemeği öğreten velidir.

Prof. De Fraja’nın yaptığı araştırmaya göre, velinin çocuğun başarısındaki etkisi çocuğun kendi kendine çalışmasından altı kat, okulun katkısından dört kat daha etkilidir.

Çünkü çocuklarının eğitimi ile yakından ilgilenen onlara kitap okuyan, ev ödevlerine yardımcı olan veliler, öğretmenin çocuklarıyla daha çok ilgilenmesini sağlıyorlar. Öyleyse eğitimin okul, aile ve çevre üçgenini çok iyi düzenlemek gerekiyor. Veliler de eğitim etkili gücü olmalıdır. (3)

Hollanda Eğitim Bakanı şöyle diyor: “Okuldan eve gelen öğrenciye velisi genellikle şu soruları sorar: ‘Okul hoş muydu? Okulda ne yaptın?’ oysa bu soruların yerine ‘Okulda ne öğrendin?’ Sorusunu sormalıyız.”

Çocuk da bu soruya cevap verirken okulda öğrendiklerini tekrar edecektir. Tekrar etmek öğrenmenin anasıdır, motorudur. Ayrıca çocuk evde bu soruyla karşılaşacağını bildiği için öğretmenini de can kulağı ile dinler ve öğrenir.

NASIL BİR GENÇLİK

Bugünün gençliği deyim yerindeyse internet, sms ve tabletler tarafından esir alınmış bir durumdadır. İnternet; çocuğu, sosyal hayattan, çevresinden, arkadaşlarından ve ailesinden koparıp yalnızlığa sürüklemektedir.

Oysa gençlerimizi birden çok üniversite bitirmeye yönlendirmeliyiz. Bir devlet adamımız şöyle diyor: “ABD gücünü, ne CIA’den ne Pentegon’dan ne de şirketlerinden alıyor. ABD’nin gücü birbirinden kaliteli üç bin üniversitesinden geliyor.”  Biz de gücümüzü üniversitelerimizden ve üniversiteli gençlerimizden almalıyız. Yeni İbni Sinalar, İbni Haldunlar yetiştirmeliyiz. Öyleyse gençlerimizin eğitim ve öğretimine gerekenden daha çok önem vermeliyiz.

Rotterdam’da Diyanetin Laleli Camisinde çocuklara 250 adet Terbiye ve Tahsil kitabımı dağıttık. Ve yaptığım konuşmada şöyle dedim: Bizler terbiyeli, tahsilli, çalışkan ve kendi ayakları üzerine duran, özgüvenli, kimlikli nesiller yetiştirmeliyiz.

Bekir Cebeci

Rotterdam, 27 Ocak 2018

e-mail: info@bekircebeci.com

Kaynakçalar:

  1. HABER TÜRK Gazetesi, 13 Kasım 2017
  2. De Volkskrant, 1 Nisan 2015
  3. TERBİYE ve TAHSİL Kitabı, Bekir Cebeci, SİOT Yayını.

HOLLANDA DİYANET VAKFI (HDV) ROTTERDAM LALELİ CAMİSİNDE 250 ADET TERBİYE VE TAHSİL KİTAPLARININ ÖĞRENCİLERİMİZE TAKDİMİ FOTOĞRAFLARI.

YORUM EKLE