1 Haziran Pazartesi gecesi Allah'ın af, mağfiret ve rahmetiyle bezeli bir gece olan Berat Kandilini idrak ettik. Berat kandili, Allah'ın ekstra rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma kapılarını ardına kadar araladığı; müminlerin dualarına icabet ettiği, günahlarını affettiği, yapılan ibadetleri normal zamanlardan kat kat fazla mükâfatlandırdığı bir zaman dilimidir. Ramazan ayının müjdecisi olarak kabul edilen Berat Kandili belki tam anlamı ile olmasa da idrak etmeye çalıştık. Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz bu geceyi ibadetle, gelen günü de oruçla geçirmemizi tavsiye ettikten sonra şöyle buyurdular:
Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar: ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok, mu benden rızık isteyen, rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim. Yok, mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim.” diye buyurur.
Üç ayların bereket ayı Şaban’da bulunan bu gece; ümitle, sevinçle doğuyor üzerimize. Zorlukları aşmak isteyenlere cesaret veriyor, ümitsizliğe düşenleri teşvik ediyor, günahlarının yüküyle beli bükülenlere ötelere dair güzel hayaller kurduruyor.
Berat; ümidi, sevinci içinde barındıran bir kelime. Bir müjde gibi. Kurtulmak, temize çıkmak demek. Allah’ın affı ve bağışlamasıyla günahların yükünden kurtulmak demek.
Kim korkularından kurtulmak istemez? Kim dünya ve ahiret korkularından emin olmak istemez? İnsan bunun için Rabbine yönelir. Dinine sarılır. Hz. Peygamber s.a.v.’in yaşantısını, ahlâkını kuşanmaya çalışır. Sonra büyük günde müjde gelir. Beraat ettin denir.
Günahlardan beraat etmek. Bu nasıl olacak? Tabii ki tövbe ile. Allah’u Teala her zaman tövbe kapısını açık bırakmış ki kullarım bir yanlış yaptıklarında, bir günah işlediklerinde, gaflete düştüklerinde tövbe etsinler diye. Günahların ilk zararı insanın Allah Teala’dan uzaklaşmasıdır ki bu da insanı felakete sürükler.Bu nedenle bir sebep bulup bu günahlardan bir an önce temizlenmek gerekir.
Tövbe ve istiğfarla, işlediğimiz kötülüklere karşılık iyilikler yaparak temizlenmeliyiz. Bu temizlenmeyi mümin kul kendi gayretiyle yapmazsa, Allah Tealâ o kulunu çeşitli şekillerde temizler. Sıkıntılara, belalara uğramadan insanın bir an önce aklını kullanıp tövbe etmesi gerekir. Asla ertelememek, fırsat varken temizlenmek, insanın her şeyden önceki ve en önemli işi olmalıdır
Günahın çokluğu tövbeye mani midir? Hayır, değildir. Bütün insanların günahını bir tek insan işlese, samimi tövbe ederse tövbesi makbuldür.
Tövbenin Allah korkusuyla, günahlardan kurtulmak maksadıyla olması gerekir.
Bu nedenle bu ulvi gecelerde bizler de tövbe etme adına camilere koşarız, tövbe ederiz, namaz kılarız, Kur’an okuruz, mevlit okuruz ve akabinde oruç tutarız ki Allah bizim günahlarımızı bağışlasın, bizi affetsin, kapısından kovmasın.
Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar: ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok, mu benden rızık isteyen, rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim. Yok, mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim.” diye buyurur.
Üç ayların bereket ayı Şaban’da bulunan bu gece; ümitle, sevinçle doğuyor üzerimize. Zorlukları aşmak isteyenlere cesaret veriyor, ümitsizliğe düşenleri teşvik ediyor, günahlarının yüküyle beli bükülenlere ötelere dair güzel hayaller kurduruyor.
Berat; ümidi, sevinci içinde barındıran bir kelime. Bir müjde gibi. Kurtulmak, temize çıkmak demek. Allah’ın affı ve bağışlamasıyla günahların yükünden kurtulmak demek.
Kim korkularından kurtulmak istemez? Kim dünya ve ahiret korkularından emin olmak istemez? İnsan bunun için Rabbine yönelir. Dinine sarılır. Hz. Peygamber s.a.v.’in yaşantısını, ahlâkını kuşanmaya çalışır. Sonra büyük günde müjde gelir. Beraat ettin denir.
Günahlardan beraat etmek. Bu nasıl olacak? Tabii ki tövbe ile. Allah’u Teala her zaman tövbe kapısını açık bırakmış ki kullarım bir yanlış yaptıklarında, bir günah işlediklerinde, gaflete düştüklerinde tövbe etsinler diye. Günahların ilk zararı insanın Allah Teala’dan uzaklaşmasıdır ki bu da insanı felakete sürükler.Bu nedenle bir sebep bulup bu günahlardan bir an önce temizlenmek gerekir.
Tövbe ve istiğfarla, işlediğimiz kötülüklere karşılık iyilikler yaparak temizlenmeliyiz. Bu temizlenmeyi mümin kul kendi gayretiyle yapmazsa, Allah Tealâ o kulunu çeşitli şekillerde temizler. Sıkıntılara, belalara uğramadan insanın bir an önce aklını kullanıp tövbe etmesi gerekir. Asla ertelememek, fırsat varken temizlenmek, insanın her şeyden önceki ve en önemli işi olmalıdır
Günahın çokluğu tövbeye mani midir? Hayır, değildir. Bütün insanların günahını bir tek insan işlese, samimi tövbe ederse tövbesi makbuldür.
Tövbenin Allah korkusuyla, günahlardan kurtulmak maksadıyla olması gerekir.
Bu nedenle bu ulvi gecelerde bizler de tövbe etme adına camilere koşarız, tövbe ederiz, namaz kılarız, Kur’an okuruz, mevlit okuruz ve akabinde oruç tutarız ki Allah bizim günahlarımızı bağışlasın, bizi affetsin, kapısından kovmasın.