

Hafıza-i Beşer, Nankördür Diye Diye...
İnsan tuhaf bir varlık. Özellikle gücü eline geçirdiğinde, her şeyin kendi etrafında döndüğünü sanma gibi bir alışkanlığı var. Makamlar geçici, koltuklar kiralık, ama nedense oturanların çoğu kalıcı zannediyor kendini. Ve daha da kötüsü, yaptıklarının, söylediklerinin, ihmal ettiklerinin unutulacağını sanıyorlar. “Zaman geçer, millet unutur” diyerek kendilerini rahatlatıyorlar.
Ne büyük yanılgı!
Evet, doğru; millet unutur. Ama nasıl bir unutma bu? Aslında bu unutmak değil, beklemektir. Milletin hafızası zayıf değil, sabırlıdır. Bekler. Çünkü bilir ki hakikat, geç de olsa bir yolunu bulur. Hani şu çokça söylenen bir söz vardır ya: "Adalet yerini bulur." Bazen yavaş gelir, ama geldi mi de sesi çok çıkar.
Bugün bir köşeye çekilip hesap vermeden yaşayanlar, yarın toplumun vicdanında en ağır hükmü giyenler olur. Siz hâlâ kendinizi güvende sanın. Arkanızda yazdırdığınız övgüler, manşetlere attırdığınız süslü başlıklar, ödül törenlerinde dağıttığınız gülücüklerle bir illüzyon yaratmış olabilirsiniz. Ama bir gerçek var: İllüzyon geçici, hafıza kalıcıdır.
Çünkü bu toplum bazı şeyleri asla tamamen unutmaz. Unutmuş gibi yapar. Vakitlice hatırlatılmazsa, zamanı gelince tokadıyla hatırlatır. Ve o gün geldiğinde; siz “Ben ne yapmıştım ki?” diye şaşırırken, toplum size bir bir dosya açar: "Şurada susmuştunuz, burada görmezden geldiniz, orada menfaatinize göz yumdunuz…"
Ve belki en acısı da şudur: Siz, halk sizi affetsin diye beklerken; halk size bir kelime bile etmeden sırtını döner. Çünkü bazen bir toplum, hesap sormaz; ama unutmamakla cezalandırır. Sizi görünmez kılar. Size değer vermez. İsminiz anıldığında yüzler ekşir, gözler devrilir, dudaklardan tek bir kelime dökülür: "Yazık."
Siz hâlâ sanıyorsunuz ki koltuklar itibardır. Dosyalar kapandıkça vicdanlar da kapanır. Hiç kimse hatırlamaz diye varsayıyorsunuz. Ama öyle olmaz. Birileri mutlaka hatırlar. Sessiz kalan, sesini yükseltir. Görmezden gelen, gözlerini açar. Ve siz tam rahata erdim dediğinizde, biri çıkar ve "Pardon, daha işimiz bitmedi" der.
İşte o gün, hesap günüdür.
Ve o gün geldiğinde, “millet unutur” diyenler, milletin nasıl hatırladığını utançla öğrenir.